Önce, Galatasaray'ın ayıbını yazalım..
Olay yaratan transferde İgor Tudor en az suçlu adam.. Karabük'le yaptığı anlaşmada "150 bin euro öderse serbest kalır" maddesi var. Böyle maddeyi daha büyük bir kulüpte çalışma hırsı olan ve her an böyle bir davet bekleyenler koydurur. Karabük de kabul edip imzalamış. Onlara sormak lazım bu şartı niye kabul ettiklerini..
Ama bu hukuksal durum, Galatasaray'ın ayıbını örtmez.
Hayır.. Mesele İgor'un transferi değil. Sözleşmesinde böyle bir madde bulunan kişiyi her an transfer edebilirler. Sorun değil. Sorun, bunu Karabükspor'la, kümede kalmaya savaşan bir kulüple konuşmadan yapmaları..
Açarsın telefonu ya da yollarsın o hiçbir şeye yaramayan "Sen kimsin" diye durmadan sorduğum "Boş" adamı, Karabük Başkanı'na.. Konuşur, haber verir. Onlar da gafil avlanmazlar.
Hayır.. Galatasaray'ın "Yalancı" Başkanı son ana kadar tam tersini yaptı.
"Söylenen isimler yalandır. Arkadaşlar yarın sabahtan itibaren, boşta olan bir hoca bulmak için kolları sıvayacaklardır" dediğinde, salı günüydü.
Herkesi kör, âlemi sersem sanan Başkan, herkesin bildiği gerçeği son ana dek gizledi.
NTVspor, çarşamba öğle üzeri "Galatasaray İgor Tudor ile anlaştı. Tudor bugün 17.00'de Florya'da antrenmana çıkacak" diye alt yazı geçerken, Galatasaray TV, Amerikan futbolu gösteriyor, alt yazılarda hâlâ Başkan'ın yutturmacaları yer alıyordu.
Tudor 17.00'de idmana çıktı. GSTV denen zavallı yayın kanalı, 17.39'da ancak ilk defa Tudor haberi verdi. Düşünebiliyor musunuz?. Her şeyi bitiren başkan televizyonu da sıfırlamıştı.
Çarşamba ilk idmana çıkan Hoca, cezalı ve sakat yıldızları yetmezmiş gibi, bir gövde gösterisi de yaparak Bruma ve Hakan Balta'yı da kafile dışı bırakıp Rize deplasmanına çıktı. Sahaya aklı başında bir düzen ve aklı başında bir 11 ile çıktı.
Çok güzel hazırlanmış bir golle de öne geçti. Sonra..
Sonrası eski tas eski hamam.. Kenarda yeni hoca değil, oyunu okuyamayan, en yanlış değişiklikleri arka arkaya yapan Riekerink Bey vardı sanki..
İlk yarıda Karabük'ün başında Hikmet Karaman'a yenilen İgor, bu defa 1-0'ın üzerine yatmaya kalktı.
Ekranda yorumcu Necati Ateş, durmadan "Böyle maçlarda tek golle önde olmak çok kritiktir, ikinciyi bulmak gerek" diye bas bas bağırırken, takımı geriye çekmeye ve ters oyuncu değişikliklerine başladı.
Hikmet Hoca'ya sorsak "Rakipten kimlerin çıkması işine yarar" diye, "Josue, Linnes, Selçuk" derdi. İgor da tam bunları çıkardı işte.. Orta sahayı iki kazma, De Jong ve Tolga'ya emanet edip, Semih'i sol beke çekerek. Galatasaray iyice geriye yaslanınca, Rize tek kale oynar hale geldi. Sonunda beklenen golü de buldu.
İşte ilk 4 günün pek de umut vermeyen özeti..
Şimdi esas sınav, Beşiktaş derbisi geliyor!.
İgor farkını o zaman göreceğiz. Riekerink Bey, hem de deplasmanda 2-0 öndeyken skoru koruyamamış, maç 2-2 bitmişti.
Bakalım Prens İgor, kendi sahasında ne yapacak?.