Önceki sabah, Cihat Aşkın ile Cengiz Özkan'ın "Yeni Türk Müziği Hareketi"ni yazmıştım.
"Türkülerimizi biz kendimize bildiğimiz gibi çalıp söyleyelim, ama o eşsiz melodileri dünyaya dinletmek istiyorsak, onların anladığı dile baş vurmalıyız"dı hareketin adı. Ve de büyük usta Cengiz Özkan bir klasik batı müziği oda orkestrası ve korosu eşliğinde Muzaffer Sarısözen'in derlediği türkülerle salonu coşturmuştu.
Gecenin bir vakti eve döndüm.
Yatmak için erkendi.
Okumak için divana uzanırken, eşlik kanalımı, TRT Müzik'i tıkladım..
Karşıma elinde sazı ile Cengiz Özkan çıkmaz mı?.
Bu defa bizim bildiğimiz gibi çalıp söyleyen Cengiz.. Ve bu defa, Veysel söylüyordu..
"Güzelliğin on par'etmez
Bu bendeki aşk olmasa
Eğlenecek yer bulaman
Gönlümdeki köşk olmasa
Kim okurdu kim yazardı
Bu düğümü kim çözerdi
Koyun kurt ile gezerdi
Fikir başka başk'olmasa
Senden aldım bu feryadı
Bu imiş dünyanın tadı
Anılmazdı Veysel adı
O sana âşık olmasa."
Anılar doluştu birden..
Yıllar yıllar önce, Ankara'da spor salonunda bir karma konser düzenlenmişti..
Biz de katılıyorduk..
Modern Folk Üçlüsü yani.. Ben menecerleri olarak, tribünün ön sırasında..
Çocukları beklerken Aşık Veysel gelip yanıma oturmaz mı?. Tanışırız.. "Hıncal ben Usta" dedim ama kalbim de 180 atmaya başladı.
Çocuklar az sonra çıkacaklar ve Kara Toprak söyleyecekler..
Veysel'in en ünlü türküsü..
Ama bu defa iki gitar bir banço ile çok sesli.. Hem de büyük ustanın önünde..
Türkü bitti.. Veysel bana döndü..
"Hıncal Bey" dedi, "Beni bu ülkede herkes tanır..
Ama bu çocukların açtığı yol başarılı olursa, dünya Veysel'i tanır.. Hepsini kutla, yanaklarından öp benim için.."
Koştum gittim, kulise..
Çocukları aldım getirdim, ustanın elini öptüler..
Tesadüflerin sebepsiz olmadığını düşünürüm.
Bu defaki Cihat ve Cengiz Ustalara bir mesaj sanki..
"Yeni Türk Müziği Hareketi"nin ikinci konseri Veysel olmalı!.