Gazetemde en son kendi köşemi okudum pazar günü..
2002 yılında Tanju Ataşer adlı bir okurun yolladığı yazı, 15 yıl sonra nasıl bir tesadüf elime geçmiş, "Pazar günü keyifle ve ders alarak okunan bir yazı olur" diye köşeme koymuştum..
"Geçtiğimiz gün bir mezarlık ziyaretine gitmiştim..
Orada, aramızdan zamanlı veya zamansız ayrılan 7'den 70'e çok sayıda insan sessizce yatıyordu..
Orada yatanlar sadece bedenler değildi..
Ertelenmiş umutlardı..
Söylenmemiş sözlerdi..
Yarım bırakılmış işlerdi.." diyordu Tanju..
Yazının sonuna kendi notumu eklemiştim..
"Tanju haklı..
Şu anda içinizden birini aramak geçti mi?. Cep telefonunuz yanınızda..
Ne duruyorsunuz..
İlle bir sebep mi lazım, o telefonu kullanmak için..
Dünyanın en güzel şarkısıdır, Steve Wonder'inki..
'I just call, to say, I love you!.' Biri sizi 'Sadece sevdiğini' söylemek için arasa, neler hissedersiniz?.
O zaman siz de hissettirin, birisine!." Gazeteyi kaparken Muhammed geldi. Arkadaşlarla Bebek Koru'da brunch için buluşacaktık.
Arabaya atladık. Müzik setimde Selçuk Yöntem'in okuduğu "Aşk için Önsöz" adlı albüm var..
Nasıl insanın yüreğine okuyor, Selçuk.. Daldım gittim. Bir baktım, Muhammed, her zaman Bebek'e indiğimiz yokuşu değil, Küçük Bebek'e inen yolu seçmiş, Boğaziçi Üniversitesi önünden dönüyoruz..
Yıllardır gitmediğim, daha doğrusu gidemediğim bir yoldur. Girince yokuş aşağı, sağda Orhan'ın evi vardı. Mizanoğlu.. Unutulmaz dostum Orhan'ın ne keyifli mutlu saatler geçirdiğim evi.. Dost evi sıcaklığı.. Az indik, sağda, Ercan'ın evi.. Arıklı.. Hem de nasıl buram buram bir başka dost evi.. Ne anılar dolu orda da.. Hadi siz siz olun da o yoldan geçin bakalım..
..Ve bakar mısınız, tam o sırada, müzik setinden gelen Selçuk'un okuduğu Metin Altıok dizelerine..
"Durmadan avuçlarım terliyor, İnildiyor, ardımdan Girdiğim çıktığım kapılar.
.......
Bir bir uzaklaşıyor sevdiğim insanlar.
Ne zaman bir dosta gitsem, Evde yoklar."
Olsalardı.. Kapılarını tıklasam ve ikisine de "Sadece seni ne kadar sevdiğimi söylemek için geldim" desem, diyebilseydim..
Küçük Bebek'e indiğimde, nasıl ağlıyordum!..