Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Beyaz’ın, saflığın ardından göz yaşı..

Sevgili dost, taa Modern Folk günlerinden can kardeşim Dr. Ahmet Kurtaran'dan bir mail aldım.. O dünya güzeli ilk Ankara günlerini hüzünle hatırlatan, ama son günlerde artan acı haberlere bir yenisini ekleyen satırlar..
Aynen naklediyorum..

***
Sanat ve sanatçıların beraberce yaşayıp, geliştiği bir mekândı o yılların Ankara'sı. Ses-Hayat dergisinde gazetecilik yapan bizim Selami'nin eşi Semoş tanıştırmış, uzun yıllar süren bir dostluğumuz olmuştu...
...telefonu açar...
-Hocam, yarın bizim evde kuru fasulye yapacağım, Hıncal ve çocukları topla gel der...
-Hocam geliriz...
Taş bir sobanın etrafında toplanır, yaptığı yemeklerle bizleri ağırlar, biraz da nazlanarak, büyük bir tevazu içinde son resimlerini, vitraylarını, seramiklerini gösterir, gecenin ilerleyen saatlerinde de gitarlar ele alınır, içimizden ne gelirse çalar söylerdik...
O yıllardan kaldı dilimizde birbirimize "Hocam" diye hitap etmek... Sonra Ankara'da yayıldı, herkes biri birine "Hocam" der oldu...
Beyazın ustası, saflığın sanatçılığın efendisi, sevgi ve tevazuun gerçek hocası idi Cemil Eren...
Dün gazetede okudum, onu da sonsuza uğurlamışız...
İçindeki güneşi ve ışığı tuvale yansıtırken ana objesi barışın simgesi olan güvercinlerdi... Oğluna da "Barış" adını muhtemelen bu sebeple takmıştı.
Kızı Zeynep de onun yolundan gitti ressam oldu...
Cemil Hocam, yüksek öğrenim için gittiği Harp Okulu ve savaş sanatı hiç de ona göre değilmiş ki, önceleri kemana, sonrasında sahne dekoru, heykel, vitray, seramik eline ne geçirdiyse o naif, duygulu, sakin ve sevecek kimliğini, onlara yansıttı...
Kuşların yanı sıra Bodrum evlerini, balıkçıları, tekneleri resmetti...
Bir gün "Don Kişot'la ilgili çalışmalar yapacağım" dedi...
Cervantes, ünlü hayal kahramanı Don Kişot'ta hayatı; "Neşe ve kederin beraberce büyüdüğü bir mekân" olarak tanımlar. "Sen nasıl bakarsan, gerçek öyle görünür" der.
Don Kişot, uşağı, arkadaşı Sanço Panza ile yel değirmenlerine karşı açtığı savaşta, yalnız ve güçsüzdür. Ancak aklı, dili ve sebatı ile haksızlıklara, küstahlık ve rezilliklere kafa tutan usta bir hatip, erdemin, kâmil insanın bir simgesidir. İşte bizim sevgili Cemil Eren'imiz böyle biri idi... Sessiz, sakin, kendi ve çevresi ile barışık, gerçek bir sanatçı...
Yurt dışında 13 sergi açan Hocamın Sevilla Expo 92 Fuarındaki son sergisinin konusu oldu, Don Kişot!.
90 yaşındaydı.
Seni çok özleyeceğiz Cemil Hocam...

Dr. Ahmet Kurtaran (Aralık2016- İstanbul)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA