Borusan Filarmoni de, sezonu açtı, perşembe gecesi Lütfi Kırdar'da..
Orkestra mükemmeldi. Rossini/ Giyom Tel üvertürü ile çarpıcı bir giriş yaptı. Çağ Erçağ (Çello) ve Bülent Evcil (Flüt) soloları enfesti.
Sonra Mozart Figaro'nun Düğünü üvertürü..
Sonra Ferit Tüzün, Türk Kapriçyosu..
Bayıldık.
Verdi,/ Aida/ Zafer Marşı'nda tavana vurduk.
Altı harika trompet üfledi, operanın belki de en ünlü parçasını.. Ben ilkokul dörtte notaları ile öğrenmiştim hatta, Zafer Marşı diye..
O zaman "Müzik Eğitimi" vardı, ülkemizde..
Gabriel Posderescu, Gabriel Gyarmati, Erkut Gökgöz, Timuçin Abacı, Metin Mert Keşkek, Onurcan Çağatay boruları çalarken, kente giren Roma lejyonları gözümün önüne geldi, sanki.. Zeynep Keleşoğlu'nun piccolo soloları da çok hoştu.
"Hepsi de o" diyecektim, programın konuğu, dünyaca ünlü Mezzo Soprano Amerikalı Joyce Didonato eğer, finalde, kibarlık alkışları ile geldiği sahnede bis olarak Oz Büyücüsü filminin önce Judy Garland, sonra kızı Liza Minelli tarafından seslendirilen Oscar Ödüllü şarkısı Over the Rainbow'u söylemeseydi?.
Bir sezon açılış konseri için seçilen çok yanlış parçalarla, 1955'ten beri Opera izleyen Hıncal Uluç'u sahneye her gelişinde uyutan Didonato'ya, çoğu davetli, çoğu belki de ilk kez böyle bir konser izleyen seyirci nasıl katlanır?.
Hep söylerim.. Seyirciye göre repertuar yapacak, tonla para verip getirdiğin konuklarla bu repertuar işini konuşacaksın.
Hayatımda ilk defa adlarını duyduğum operaların, hayatımda ilk defa dinlediğim, hepsi tonlarca ağır, ağıt gibi aryalarında uyumamak için kendimi nasıl zorladığımı anlatamam..
Ben Metropolitan Operası'na solist seçen jüri üyesi değil, yıllanmış bir opera izleyicisiyim. O zaman o repertuarı yaparken, beni de düşüneceksin..
Kaldı ki.. Dedim ya.. Açılış Konseri.. O çok ayrı düşüncelerle yapılır, yapılmalı..