Efendim, yazıyı aslında dün okuyacaktınız.
Sayfama sığdıramayınca editörlerim, bugüne kaldı. İstanbul, öyle harika bir Avrupa Kültür Başkenti oldu ki, bugün de yazacak dolu dolu şeylerle geldim gazeteye. Sayfam, Kültür Sanat ekine dönüştü ama, zarar yok.. Vatanı kurtaran yüzlerce köşe var. Birisi de, pek yüzlerine bakılmayan sanatçılarla uğraşsın, ne yapalım!..
***
70'li yıllar.. Bir gün, kuzenim
Doğan Şener'i ziyarete gittiğim Milliyet'te
Abdi Bey (İpekçi tabii) beni odasına davet etti.
Modern Folk Üçlüsü'nün en büyük hayranlarından.
Ben de menecerleriyim ya..
Bir 33'lük albüm uzattı bana..
Plağın üzerinde krilik alfabesi ile yazılar..
Onları işaret etti.. "Şu yanında yıldız olan şarkı tam Doğan için" dedi..
Moskova'dan dönmüş.. Dönerken de bu albümü bize getirmiş.
Krilik alfabeyi biraz sökerim..
Okumaya çalıştım.
Ünlü tenor
Raşid Baybutov, Azeri Türküleri okuyan.. Abdi Bey'in işaretlediği şarkının adı da
"Ayrılık!." Doğan Canku'nun ve Modern Folk'un 40 yıldır, çalınıp söylenen efsane şarkısı yani!.
Bana gelen davetiyenin üzerinde "Raşit Baybutov'un 100. Doğum Yılı Anısı"na yazısı olunca, hem de konser o yeni, o harika Emek'te olunca koştum tabii..
Türksoy, Turgut Özal'ın önayak olduğu Türki Cumhuriyetleri ortak Kültür ve Sanat Kurumu. Onun da 25.
Yılı.. Hepsinden sanatçılarla bir konser dizisi düzenlemişler. Amerika, Avrupa dolaşmış, sonunda
Türkiye'ye gelmişler işte..
İstanbul
Opera ve Balesi çalıyor, Azerbaycan, Kırgızistan, Kazakistan, Başkurdistan, Kuzey Kıbrıs (KKTC) ve
Türkiye solistleri de söylüyor.
Hemen açıklama yapayım.
Başkurdistan'ın Kürtlerle ilgisi yok.
Rusya Federasyonuna bağlı bu özerk cumhuriyete adını veren, Başkurt Türkleri..
Başkürdistan geçen yıl Türksoy'dan çıkmış.. Hani Rusya ile bozuştuğumuz yıl. Ama aramız düzelince işte, fiilen dönmüşler, gene.
Açılışı Kıbrıs Türkü 20 yaşındaki
Emre Özarabacı yaptı. KKTC'de henüz opera yok ama, böyle müthiş, hem de genç bir harika bariton var, Genç TV Patronu
Ertan Birinci kardeşim..
Hemen hepsini keyifle izledim.
Ama en çok, Kazak soprano
Ayzada Kaponova'ya, Arşın Mal Alan operetinden
çok şirin bir düet yapan
Azer Zeynalov ve Afag Abbasova'ya,
olağanüstü bir ses, Başkurdistan'dan
Elvira Fatihova'ya ve finalde bizim
Hüseyin Likos'a bayıldım.
Likos'un söylediği şarkı ayrıca anlamlı..
Türkiye hariç öteki bütün ülkelerde bu müziğin gelişmesini sağlayan Sovyetler Birliği'ndeki tüm cumhuriyetlerde uygulanan ortak kültür ve eğitim sistemi. Kendi kuran, kendi geliştiren tek ülke biziz.
Niye?.
Atatürk!..
Mustafa Kemal Sofya'da askeri ataşe iken opera ile tanışmış, sevmiş ve daha Kurtuluş Savaşı devam ederken, Ankara'da sanatçıları yetiştirecek Musiki Muallim Mektebi'ni kiralık bir kerpiç binada kurmuştu. Bugün Cumhurbaşkanı'nın bizzat verdiği emre rağmen, hala Mamak Belediyesi diye kullanılan tarihi Konservatuar'ın temeliydi o okul. (Sayın Cumhurbaşkanım, o emri bir daha tazeleseniz.. ) Mustafa Kemal'in Sofya'da izlediği opera Tosca, bayıldığı parça E Lucevan le Stelle'ydi işte.. Salonu yıktı, Likos!.