"Ortaköy'de arnavut kaldırımları sökülüyor" deyince Brüksel'de uykusu kaçan Mimar Erhan İşözen'in sabaha kadar telefonuma yağdırdığı mesajlarda bir de Ortaköy anısı vardı.
O kadar güzel ve anlamlıydı ki, onu ayrı aldım.

*** Boğaziçi'ndeki tek kahverengi renkli iskele, kim yapmış bilmiyorum, Ortaköy'de, bugün..
Eski İskele Memuru Aziz vardı, gözü gibi bakardı iskeleye. İçinde kuşkonmazlar, küpeler, sardunyalar, begonyalar yetiştirirdi. İskeleyi her yıl boyardı. Gişedeki para alınan yer pirinç levhaydı, her sabah onu parlatır, gemi geldiğinde koşar şapkasını giyer, kaptan geminin düdüğünü çalar ona selam verirdi. Eski Ortaköylülerin çoğu rahmetli oldu. Tekneci Kemal, Abuş Ahmet, Arinacı Bahor, balıkçı Özmal, hepsi göçüp gittiler.
Boğaziçi'nin bu bıçkın semtinin, en eski basketbol takımı birinci ligdeydi. Şimdi yok.
Caminin en önemli özelliği ise içindeki yazıların, Sultan Abdülmecit tarafından yazılmış olmasıdır.. Camiyi yaptıran sultan "Ben hattatım, minberin üstündeki kelime-i tevhit yazısını ben yazmak isterim" dediğinde , "İcazetiniz yok sultanım" diyorlar. Gidip sınava girip icazet alıyor Abdülmecit Han, kendi adını taşıyan caminin içindeki yazıları yazabilmek için..
Düşünebiliyor musunuz tarihi..
Şimdi oranın Belediye Başkanı kimseden izin almadan tarihi yok ediyor.