Yılların dostu ama yıllardır doğru dürüst görüşemediğim, Öncü'den yakın arkadaşım Seçkin Selvi'nin pazar Milliyet'teki "O da bizi bırakıp gitti" başlıklı yazısı olmasa Çetin Öner'i de kaybettiğimizden haberim olmayacaktı.
Çetin Öner!.. Yaşı bana yakın olanlar hatırlar belki.. Onun ötesi için..
AST, Ankara'nın o müthiş Devlet Tiyatrosu'na kafa tutan, harika oyunlar, adı üstünde "Sanat" tiyatrosunu başkente getiren unutulmaz kurumdu..
Asaf Çiğiltepe tabii.. Onun oyunlarını bugün ödenekli tiyatrolar cesaret edip sahneleyemiyorlar.
Çetin AST kadrosundaydı, oyuncu ve yönetmen olarak..
Benim Çetin'i tanımam, 1973'te AST'ı bırakıp TRT Televizyonuna geçişi ile başladı.. Ben o yıllar, Cumhuriyet ve Tele Magazin dergilerinin Ankara TV muhabiriyim. Her hafta çarşamba günlerim TRT koridorlarında geçiyor. Haber için her odayı dolaşıyorum. O odalardan birinde işte bu neşe dolu, daima güler yüzlü tam kavruk bir Anadolu delikanlısı tipli Çetin oturuyordu işte.. Girdim mi o odaya, çıkmak gelmezdi içimden.. Çerkezmiş üstelik.
Hemşerim yani.
TRT'de yapımcı.. Diziler çekiyor. Efsane Yaşar Ne Yaşar, Ne Yaşamaz onun eseri.. Çocuk, eğitim, kültür, sanat programları yapıyor.. TRT bunların hepsini yapardı o zaman.. Hey TRT hey!.
Yazardı, yapardı, yönetirdi, oynardı, sunardı.
Nasıl, hem de nasıl yakın arkadaştık.. Sonra acımasız yerler ve yıllar girdi araya.. Görmeyi bırak, adını bile duymaz oldum..
Sonra işte bu pazar, Seçkin'in yazısı..