Her gün olduğu gibi sabah onda odama girip, bilgisayarın başına oturdum.
Karşımdaki ekranda gene kırmızı yazılar.. Elazığ'da terör patlaması.. Üzerinde bir resim.. Kent dışında bir yeşil tarladan çekilmiş bir resim.. Elazığ'ın üzerinde adeta bir bomba mantarı..
Yani patlama eşi görülmedik büyüklükte bu defa..
Elazığ, Doğu'da terör olaylarının pek de rastlanmadığı bir il merkezi üstelik..
Konuşan gazeteci ve yöreliler "Burada böyle bir olayla ilk defa karşılaşıyoruz" diyorlar..
Alt yazıları okuyorum..
Konuşanları dinliyorum.. Bir yandan izliyor, bir yandan düşünüyor, bir yandan yazıyorum..

*** "PKK" diyor herkes.. Acele bir hüküm.. IŞİD de olabilir..
Benzeri eylemleri çok yaptılar..
Hele bugünlerde FETÖ'cüler de olabilir.. Ordu cephaneliklerinden aldıkları mühimmatla bu patlamayı düzenleyen kaçak hainlerin ortalığı karıştırmak, ülkede güvensizlik ve panik ortamı yaratma istekleri olabilir..
Çoğu hala aramızda yaşamıyorlar mı?. Böyle bir olay en çok onlara yaramaz mı, tam da bugünlerde.. *** PKK ise eğer.. HDP'ye bir çift sözüm olacak.. 7 Haziran seçimleri öncesinde, bölge partisi olmaktan çıkıp ülke partisi olma yolunda çok önemli adımlar atan ve bu sayede 5 milyon oy alıp, Meclis'te büyük bir gurup kuran HDP'nin o tarihten itibaren süreci ayni başarı ile yürütemediği, PKK terör örgütünü "Lanetlemekte" en önde olmaları gerekirken, çok sessiz kalarak, güven kaybettikleri görüldü..
PKK, en büyük zararı Kürt vatandaşlara veriyor.
Kendi halinde yaşayan, Doğu'ya yapılan yatırımlarla refah düzeyleri gelişmeye başlayan, Kürt halkına tanınan yasal haklarla, etnik kimliklerini koruma ve devam ettirme yolunda önemli mesafeler kateden, gerek kırsal, gerek kentsel kesimdeki Kürt vatandaşlarımızın bugünkü evlerinden, iş yerlerinden uzak, gelecekleri belirsiz, yaşam kaynaklarını kaybetmiş hallerine bakın..
Diyarbakır'ın en güzel yeri Sur'un haline bakın mesela..
Orada yaşayan hepimiz kadar ülkesini seven Kürtlerin günahı neydi?.
Şimdi HDP liderlerine sormak isterim..
Bu kavgada hangi Kürtlerin yanında, desteğinde olmanız gerekir?.
Kandil'in mi, Sur'un mu?.
HDP, Kandil'i, nefretle, öfkeyle lanetledi mi?.
"Bana oy veren 5 milyon vatandaşı ne hale düşürdünüz, alçaklar, hainler" dedi mi?.
Sessizlik içine düştüler. "İki cami arasında beynamaz" görünümü verdiler.. Farkına varmadılar ki, siyasi başarılarını en çok istemeyen Kandil ağalarıdır.. HDP'nin ülkede, hatta iktidara ortak olma görüntüsü vermesi, Kandil ağalarını bitirir. Onları besleyen insan kaynakları kesilir. O zaman maddi kaynakları da kesilir. Bu yüzden HDP'yi baltalamak için her şeyi yaptılar ve yapıyorlar..
Kandil'i, açıkça, haykırarak lanetlemeyen HDP'nin bu ülkede benimsenmesi, Kürt halkının ve haklarının sahibi olarak destek görmesi mümkün mü?. *** Her terör olayının ardından (15 Temmuz dahil) ayni soru akla geliyor hep..
"İstihbarat!.."
Bu ülkede istihbarat yok mu?.
Elazığ'da adeta İkinci Dünya Savaşında Londra'ya atılan Alman bombalarının ortaya çıkardığı görüntüye benzeyen çapta, kim bilir kaç yüz kiloluk bir patlayıcı ile saldırı düzenlenmiş.
Böylesi bir patlayıcı taşıyan kamyon günlerce sokaklarımızda dolaşırken, bunun istihbaratı nasıl yapılmaz?.
MİT var.. Polis istihbaratı var.. Jandarma istihbaratı var..
Ama 15 Temmuz'dan bu yana gördük.. Bu istihbarat kurumlarının içine sızmış da değil, adeta ele geçirmiş Fetöcüler var.. Bunlar hala tamamen temizlenmiş değiller.
Hainlerin çoğu hala devlet kurumlarının içinde.. Hepsi ülkedeki her türlü karışıklıktan menfaat uman adam kalıntılar..
Ya kendileri yapıyor, ya da yapacak olanlara her türlü kolaylığı gösteriyorlar.
Örneğin, istihbarat onlara geliyor ve gizliyorlar.. *** Bir yandan PKK ve IŞİD, öte yandan Fetöcüler, Silahlı Kuvvetler'in ve polisin 15 Temmuz'da güç kaybına uğradığını düşünüyor ve fırsattan istifade eylemleri sıklaştırıyorlar.
Amaçları, ülke sathında bir güvensizlik, korku ve panik havası yaratmak..
Amaçları, yaşam şeklimizi değiştirmek.. Burada bir taşla iki kuş vuracaklar.. Hem moraller bozulacak, hem ekonomi..
Mecbur kalmadıkça evlerinden çıkmaz olan, mecbur olmadıkça para harcamayan insanlar olup, onların emellerine hizmet edeceğiz.. ***

Hayır!. Boyun eğmeyeceğiz.
Bu tuzağa düşmeyeceğiz..
Kendimize ve devletimize güveneceğiz. Bu işlerin tümüyle düzelmesinin zamana bağlı olduğunu bilecek ve sabırlı olacağız!..
Yaşamımızı aynen sürdüreceğiz!.
Şunu da unutmayacağız!.
15 Temmuz'dan bu yana, devletin büyük bir bölümünü, güvenlik, istihbarat ve yargıda ele geçirmiş örgüt ortaya çıkarılmış ve temizlik başlamıştır.
Artık çok daha sağlam ve çok daha güven veren bir devlete adım adım sahip oluyoruz.
Devlete sızmış, başından beri teröre destek olan asker, polis, yargıç, savcı sıfatlı hainler temizlendikçe daha da güçlü olacağız..
Yani, bugün geleceğe, dünden çok daha umutlu bakıyoruz.
Elazığ dahil, bugünlerde görülebilecek terör eylemlerini "Son çırpınışlar" olarak değerlendirmeliyiz..
Devlet temizlendikçe, bunlar tükeneceklerdir!.
Yarının mutlu Türkiye'sinin yolları taşlı.. Doğru ama, bu millet, ne taşlı yollardan ne zaferlere ulaştı bugüne dek, 19 Mayıslardan, 15 Temmuzlara!.
Gene başaracağız!.