Haftanın başından beri, guruptan çıkmaları bile zor görünürken Avrupa Şampiyonu olan Portekiz'in futbolcularına verdiği primler manşetlerde Fatih Hocam..
Elemeleri geçip Fransa'ya gelmelerine prim yok.. Guruplardan çıkıp devam etmelerine prim yok.. Sadece Avrupa Şampiyonu olmalarının prim var. O da 275'er bin Euro!..
Bir de bizimkilere bak, Fatih Hocam..
Elemelerde en iyi üçüncü olarak Fransa'ya gitme primi 500 bin Euro.. Fransa'da, ilk ikiye giremedik hadi.. Altı üçüncüden devam edecek ilk dördüne dahi giremeyip ilk şutlanacak iki üçüncüden biri olarak bavulları toplamanın primi de ayrıca 150 bin Euro..
Rezilliğim primi 650 bin Euro!.. Şampiyonluk primi 275 bin Euro!..
Portekiz'le bizim farkımızı anladın mı şimdi Hocam..
O Portekiz ki, gruptaki son maçında Macaristan'a yenilse, onlar elenecekti, biz devam edecektik.. Macarlar 1-0 öne geçtiler.. Portekiz 1-1 yaptı. Macarlar 2-1 öne geçtiler. Portekiz 2-2 yaptı.. Macarlar 3- 2 öne geçtiler. Portekiz 3-3 yaptı..
Yani bu defa onlar "Biz bitti demeden bitmez" dediler. Bu defa onlar müthiş bir inat, inanç ve ruhla maça asılıp, onlara yetecek tek puanı aldılar ve bizi yollayıp, kendileri devam ettiler..
O ruh Portekiz'de vardı da, bizde niye yoktu ve de suçlu kimdi Hocam?.
Herşeyden tek sorumlu sendin tabii Hocam..
Adının önünde, Milli Takım(lar) Teknik Direktörü yazarken, yetmedi.. Bir de Türkiye Futbol Direktörü koydururken, son anda "Ulufe dağıtan Deli İbrahim" havasıyla ortaya çıkıp "5'er yüz bin euro da benden" diyen Federasyon Başkanı Yıldırım Demirören'e niye itiraz etmedin?..
"Milli takımı sulandırma.. Bu çocukların hepsi zaten Euro milyoneri.. Sevgililerine Ferrari hediye eden adamlar.. Bırak hiç değilse Milli Takımda para değil, Milli Forma, Ay Yıldızlı Bayrak için oynasınlar. Bırak ülkemin bu karanlık günlerinde, halkımın yüzünü güldürmek için oynamaları gerektiğini onlara anlatayım" demedin..
"Bu 5'er yüz bin eurolar, ayrıca kimin parası?. Kimin parasını kime veriyor, halkımın vergileriyle böyle hovardalık yapıyorsun" demedin..
Başlıkta sana sorduğum soruyu hocam, sen niye Demirören'e, o şımarık zengin çocuğuna sormadın.
"Milli Ruh'un kilosu kaça, Başkan" demedin..
Kaldı ki, o ulufeleri de doğru dürüst dağıtamadın. Fatih Terim adaletini ne takıma ne kamuoyuna anlatamadın. Ortaya bir keyfilik çıktı.. Tıpkı Turgay Demirel ve Hidayet Türkoğlu'nun 28.5 milyon lirayı, nasıl, ne zaman, kime, hangi makbuzla dağıttıklarını anlatmadıkları, anlatamadıkları gibi o hocam.. Kamptan sızan dedikodular yüzünden Hido'nun durumuna düştün..
Takımın havası o 500 bin eurolar ve o anlaşılmayan taksim yüzünden bozuldu. Kampta, maç yerine "Sen ne aldın, ben ne aldım, o ne aldı, o niye az, bu niye çok aldı" konuşmaları başladı. Bu yüzden kaptanınla aran açıldı Hocam..
Böyle bir ortamda "Biz" olunur mu hocam?. Euroların, dedikodusu ve kavgası yapılırken bir değil, 10 Fatih Terim, "Ruh" yaratabilir mi?.
Yarın, yaptığın teknik ve taktik hatalara başlayacağız hocam!..