Senelerdir ayni masalı dinliyorum..
"Düzeliyor, tamam.. Hemen hemen bitti.."
Dışişleri Bakanlığı bir, THY iki, üzerinde güneş batmayan iki kurumumuz var. Amerika'da, Avrupa'da en büyük şirketler batarken, bayrağımı taşıyan THY müthiş bir büyüme içinde..
"Bunu başaranlar bu kusurları da düzeltirler" diye susuyorum.. Ama son Kıbrıs seyahatim artık öfkemi tavana vurdurdu..
THY, beni resmen eşek yerine koyuyor.. Aslında THY'ye de kızamıyorum.
Eşeklik bende olunca adamlar hak ettiğim muameleyi yapıyorlar, hepsi o..
Ama artık "Tahammül mülkünü yıktılar.." Bakın ben 1994'ten bu yana, her seyahatimi THY ile yaptım ve her yere Business uçtum. Uçak şirketleri esas parayı Business'ten kazanır.
Hele şu rekabet yıllarında "Ekonomi" sınıfı otobüs fiyatına dönünce..
Peki kim biniyor, Business'e.. Cebinde para olanlar.. Cebinde para olan gurup kim genelde.. Orta yaşlılar ve yaşlılar.. Babasının parası ile uçan genç bile "Sen farkı bana harçlık ver, ben ekonomi uçarım" diyor..
Şimdi ben niye Business uçuyorum.. Uçakta yaptıkları üç otuz paralık ikram için değil tabii.. Rahat binmek, rahat inmek için ödüyorum misli ile parayı..
Kıbrıs'a gidiş dönüş 1348 lira ödeyip Business uçtum. Ekonomi uçsam 730 lira verecektim.
Dış hatlar CIP locası, hava alanının bir ucunda.. Kıbrıs uçağına bineceğimiz 306 nolu kapı da, tam öteki uçta.. Yüzlerce metreyi elimde sekiz kilo valizle yürüyeceğim.. Ben iyiyim.. Bir de free shoplardan alış veriş yapanlar var, ilave poşetlerle..
Yahu iki misli ödeyen konuğuna, bir uçtan öteki, o golf arabası türü taşıtlar var.. Tahsis edip götürsene..
Gittik ki, 306 körük değil. Asansörle zemine iniyorsun. Orda bekliyorsun. Yer yok.. Ayakta.. Business yolcusu ayakta.. Otobüs geliyor.. Belediye otobüsü gibi. Tıklım tıklım.. Üç kişi ile yapışık, orda da ayakta gidiyorum.. Business yolcuları için bir minibüs tahsis etme tenezzülünde bile değiller. "Parasını aldık, adamı soyduk, artık canı cehenneme.."
Sonra o sekiz kilo valizle merdiven tırmanma.. Yaş 77.. Unutmayın..
Dönüş.. Kıbrıs'tan uçağa yürüyerek biniliyor. Yeni terminal yapılana dek böyle, çare yok.. Uçağa bindik ki.. Eşek değil, şeddeli eşşeğiz THY'nin gözünde..
Yahu hayatımda bir defa şaşırdım da, mecbur kalıp Pegasus'a bindim, ekonomi..
Bu THY Business ondan beter.. Ben 1.78 boyunda bir adamım. Yani boyum normal, gene de dizim ön koltuğu sıkıştırıyor.. Yahu Business'te hem de, Pegasus ekonomi kadar daracık koltuk arası olur mu?.
Gazete okumaya kalktım. Gazetemi okuyacak mesafe yok. Burnuma yapıştırıp okuyorum. Koltuklar da, koridor da o kadar dar ki, ben bir defa servis yapan hostese çelme taktım. Hostes iki defa ayağıma bastı.
Bu daracık koltuk da koltuk değil. Sandalye bile değil. En ucuz kahveye gitsen, hiç değilse, düz bir sandalyeye oturursun, tahta bile olsa..
Bu iğrenç koltuklarda sünger kalmamış.. Doğrudan koltuk iskeletinin yani yan yana uzanan demir çubukların üzerinde oturuyorsun.. Paranla dayak yemiş gibi, sızlayan popo ile iniyorsun uçaktan..
Bu nasıl ayıp, bu nasıl rezilliktir..
İndik. Her nasılsa körüğe yanaştı.. Gene alanın en ucu.. Yürü Allah yürü pasaport kontrolüne.. Yahu topu topu dört sıra, yani 16 Business yolcun var.. O golf arabalarından iki tane yeter, hepimizi el bagajlarımızla taşımaya..
Ne gezer.. Umurunda değil, THY'nin, paralı yolcusu.. Zerre teşvik etmiyor.. Etse 4 değil, 14 sıra olacak Business.. Eşek muamelesi yapınca, dört sıralık eşek ancak çıkıyor.. Oysa düğün dönüşü, uçağın yarısı milyoner..
Arkadakiler akıllı milyoner.. Biz öndekiler gerzek!..