"Annem ölüm döşeğindeydi. Baş ucundaydım. Yanağını okşadım. Bak anne, ben oyuna gidiyorum. Ben gelmeden sakın ölme ha" dedim.. Çıktım. Oyuna geldim. Başladık.. Bir ara Zeki, yandan giriş yaptı. Gözleri nemliydi. "Öldü mü" dedim bakışlarımla.. Kafasını öne eğerek "Evet" dedi, Zeki.. Oyuna devam ettik.."
Öyle anlattı Metin Akpınar.. Arkadan ekledi.. "Bunun patronların çok işine gelen 'Perde kapanmaz.. Şov devam etmeli' lafları ile alakası yok. Bu başka bir şey. İnsan en acılı anında bir şeye sığınmak ister. İşi, en iyi sığınağıdır. Ben de işime, oyunuma sığındım işte" dedi..
Pazar sabahları Hasan Bülent Kahraman "Bildiğiniz Gibi Değil" diye adına cuk oturan bir program yapıyor. Bu hafta konuğu Metin Akpınar'dı.. Benim sevgili dostlarım ikisi de.. Kırk yıllık derler öylesi..
Ne güzel sorularla götürdü Hasan Bülent.. Ne ilginç şeyler anlattı, Metin..
Bilir misiniz, Metin "Vesikalı" imiş.. Kabare Tiyatrosu bir gece kulübünde "Kabare" olarak başladı ya.. İzin almak için Emniyet'e gitmiş Metin..
"Orada müzik var mı" demiş, Müdür. "Var" demiş Metin..
"Orada dans var mı?.
"Var."
"Orada kızlar var mı?.
"Var!.."
"O zaman orası pavyon. Vesika alacaksınız.."
Ve Metin parmak izini verip vesikasını almış.. "Hala durur" dedi.
Zeki ile MTTB (Milli Türk Talebe Birliği) tiyatrosunda tanışmışlar. Üniversite öğrencileri ne güzel işler yaparmış o zamanlar.. Tanışma ilginç.. Zeki, Birlik'te iktidar olan gurubun atadığı Tiyatro Müdürü.. Metin'in olduğu gurup, sille tokat (İfade Metin'in..) iktidarı ele geçirince, Metin de gidip Tiyatro'yu Zeki'den devralmış. Tanışma böyle iyi mi?.
Yapımcı Nermin Yurteri, geçmişten kayıtlarla harika süslemiş, sohbeti.. Son görüntü, silik bir siyah beyaz, bir oyun sahnesi..
Metin karşısında duran Zeki'ye dalgın dalgın bakıyor ve diyor ki..
"Ne düşünüyorum biliyor musun?. Yıllar sonra bir çocuk yanıma gelecek 'Metin Dede, Metin Dede?. Niye yalnızsın' diyecek.."
Zeki köpürüyor.. "Sen dünyaya kazık mı çakacaksın.. Nerden biliyorsun, senden önce öleceğimi?.."