Yeni Asır Genel yayın Müdürü Şebnem Bursalı'ya gecikmiş bir teşekkür.. Pazar günü, Yeni Asır'ı biraz da sert eleştirmiş ve "Bir İzmir gazetesi olarak nerdesiniz" demiştim. Hemen pazartesi günü "Buradayız Hıncal Ağabey" diye kocaman bir cevap verdi. Hatasını kabul, eleştirilerime teşekkür eden bir cevap..
İşte bu.. Beklediğimden de güzeldi yazdıkları. Teşekkürüm onun için..
Bu arada, kendini bir şey zanneden Önder Özen'e de "Köpeksiz köyde değneksiz gezeceğini sanan.." diye öyle bir Osmanlı tokadı aşk etmiş ki, bu kadar olur.. Eline sağlık.. Ben hala Göztepe Başkanının sadece İzmir değil, tüm spor medyasından özür dilemesini bekliyorum ki, o "Hoca" bozuntusu, kapalı kapılar ardında genç muhabirleri tehdit etmenin ne demek olduğunu anlasın. Göztepe'nin o adamı hala nasıl kovmadığını da anlamıyorum ya..
..Ve de İzmir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 300 insanın çalıştığı Yeni Asır'a sırf kendisini eleştiriyor diye, Belediye Reklamları ambargosu koyuyorsa, çok ayıp.. Bu gurubun Amiral gemisi Sabah yazarı Hıncal Uluç, sırf sizinle, yeni yaptığınız Fuar'ı gezmek için İzmir'e gelmedi mi?. Yazıp göklere çıkarmadı mı?.
Diyalog Sayın Kocaoğlu.. İzmir'e hizmet diyalogla olur. Ambargo ile değil.
Bu arada..
Fikir tartışmasının, küfürsüz, sövgüsüz, öfkesiz, kinsiz nasıl yapılacağının bir örneğini de gene eleştirdiğim Mevlüt Tezel Kardeşim verdi. "Hıncal Abi'den Kırmızı Kart" diye.. Abartmış.. Benim Kırmızı Kart gösterme hakkım yok bir defa.. Hakkımın olduğu 40 yıl içinde de tek kişiye kırmızı kart göstermedim.
Mevlüt "Okurlarımdan gelen tepkilere de baktım. Haklısın" diyor. Ne güzel.. "Haklısın" demese bile güzel.. Yeter ki tartışmayı "İnsan gibi" sürdürelim..
Ben gazeteci olarak hayat boyu iki şeye çok inandım.
1. Fikir özgürlüğüne.
2. Gerçek güneşinin fikir tartışmalarından doğacağına.. (Barika-i hakikat, müsademe-i efkardan doğar.)