Sevgili Boğaziçi'me sömestr sonrası kavuştum nihayet.. Hem de ne kavuşma.. Albert Long Hall'e öyle bir konser koymuş ki, Evin Hocam..
Venedik Solistleri.. Adları lafın gelişi değil. Oda orkestrasında herkes solist aslında. Gösterdiler..
Ama içlerinde, daha doğrusu başlarında biri vardı ki?.
Claudio Scimone!.. Şef!.. 84 yaşında..
Sahnede 12 kişi var. Biri oturmadı 2 saat 15 dakika boyunca.. O 84 yaşındaki adam ayaktaydı, ötekiler oturup çalarken..
Hepsinin önünde nota vardı.. Sadece o 84 yaşındaki adam nota sehpası kullanmadı. On ayrı parçayı ezberden çaldırdı..
84 yaşında bu ne fiziktir?. Bu ne hafıza?..
Ve de inanmazsınız.. Ne kadar da şirin, sempatik!.. Her alkışta salonu, balkonu, yanı ayrı ayrı selamlayarak.. İki eliyle yaptığı kalp işaretini herkese ayrı göstererek. Ama hep, hep gülerek, gülümseyerek..
Venedik Solistleri, İtalyan Bestecileri yorumladılar tabii. Rossini, Vivaldi, Salieri, Bottesini, Pasculli.. Tek yabancı eser, Belçikalı Felix Godeforid'nın bestesini yaylı çalgılar ve trompet için uyarlayan besteci Fransız Arban'ındı.. Bu defa da, eser İtalyan'dı ama..
Nasıl keyifle, neşeyle, yaşayarak ve yaşatarak çaldılar..
..ve de final.. Venedik Solistleri neyle final yapar?.
"Venedik Karnavalı" tabii.. Adının Roberto olduğunu öğrenebildiğim genç Trompetçi nasıl coşturdu. Nasıl tekrar tekrar çaldı..
Teşekkürler, Boğaziçi.. Teşekkürler Evin Hocam!..