"HDP'nin siyasi varlığı Türk Demokrasisi için önemli şanstır!."
Sözlerin sahibi, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş.. Söylediği yer CNN televizyonu canlı yayını..
Son yıllarda bu ülkede edilmiş en "Demokratik", günümüz için en "Barışçıl" cümle.. Şimdi herkes şapkasını önüne koyup bu cümle üzerinde düşünmeli..
En başta da HDP'nin kendisi düşünmeli.. Bu şansı geçmişte kullanabildiler mi?. Bugün kullanabiliyorlar mı?.
***
Artık en inkarcılar bile kabul etti ki, bu ülkede bir Kürt gerçeği var..
Türkiye Kürtleri iki gurup. Hallerinden ve haklarından memnun olanlar ve olmayan, "Eziliyoruz" diyenler..
"Eziliyoruz" diyenler de iki gurup.. Haklarını elde etmek için silaha sarılanlar ve ülkemizi 30 yıldan beri kana boğanlar.. Sorunların silahla değil, siyasetle çözülebileceğine inananlar ve parti kuranlar..
HDP işte bu son guruptakilerin kurduğu parti..
7 Haziran seçimlerinde ilk büyük siyasal başarılarını yakaladılar ve 6 milyon oyla barajı aşarak dördüncü parti olarak Meclis'e girdiler. Bu seçim öncesi, Başkan
Selahattin Demirtaş öne çıktı ve partisinin başarısında baş rolü oynadı. HDP'nin yerel Kürt Partisi olmaktan çıkıp, yaygın Türkiye Partisi olma hedefine geniş kitleleri inandırdı. 80 milletvekili çıkardı.
MHP, HDP'nin başarısını sindiremedi ve seçim sonrası dönemde 6 milyon oy alan bir siyasal partiyi yok sayıp, seçimin yenilenmesinde baş rolü oynadı. Terör konusunda siyasal çözümü başından beri reddeden ve "Çözüm silahla olur" tezinde dayatan MHP, siyasal çözüm halinde sıfırlanacağını düşünen Kandil'in ekmeğine de yağ sürdü. Kandil, tek varlık sebebi silaha, tekrar sarıldı.
Demirtaş, iki ateş arasında kaldı. Bir yanda siyasal alanda yok sayılıyor, öte yanda Kandil "Gördünüz, hak elde etmenin tek yolu silahtır" kampanyasını artık daha şiddetle sürdürüyordu. Demirtaş bu ciddi krizi yönetemedi.
HDP oyu azalmasına rağmen, 1 Kasım seçimlerinde daha da azalan MHP'yi geride bırakıp Üçüncü Parti olunca, Kandil terörü kentlere taşıyarak son kozunu oynadı..
İnsan kaynağı Türkiye'deki mutsuz Kürtlerin en kolay gaza gelen yaş gurubu gençler olan Kandil, "İşte görüyorsunuz. Barışçıl yollarla haklarımızı elde edemeyiz" diyerek kandırdığı yeni gençlerle en kanlı eylemlere girişti.. Kentlerde "Kurtarılmış Bölgeler" ilan etti. Barikatlar ve hendeklerle oraları girilmez bölgeler yaptı ve çatılara sniperler/ keskin nişancılar yerleştirip, terörü şehirlere yaydı ve büyüttü..
7 Haziran öncesinin "Sevimli ve inandırıcı Lideri" Selahattin Demirtaş, burada da krizi yönetemedi. Bu kritik ve krizli dönem ona bir kere daha "İşte bakın biz nasıl bir Türkiye Partisiyiz" demenin tam da fırsatını vermişken "Kandil'in ve MHP'nin tuzağı"na düştü.
Kürtlerin haklarını şiddetle savunurken, terörü ayni şiddetle reddetmedi. "İşte biz 59 milletvekili ile Meclis mücadelemizi veriyoruz. Silah ne oluyor" diyemedi. Terörü lanetleyemedi..
Türkiye Partisi olma yolundaki HDP, önemli bir yara aldı.
Hükümetin ve iktidarın iki numaralı adamı Numan Kurtulmuş "HDP bu ülkenin şansıdır" sözleriyle HDP'ye bir şans daha veriyor şimdi..
Demirtaş ve arkadaşları, benim arkadaşlarım Celal Doğan, Sırrı Süreyya Önder, yeniden öne çıkan Leyla Zana başta, kendi öz eleştirilerini yapar, HDP'nin ne olduğuna ve nerde hata yaptığına karar verirlerse, "HDP şanstır" diyen Kurtulmuş'u haklı çıkarırlar.
O zaman, hem kendileri kazanır, hem de terör belasından artık ebediyen kurtulacak, Türkiye kazanır!..
Barış kazanır!.