Yeni Yüzyıl'da pazar günü Sercan Meriç'in Orhan Bursalı röportajını okurken şaşkına döndüm.. İnanamadım..
Cumhuriyet, bana sorarsanız, gazetenin en büyük gururu "Bilim ve Teknoloji" ekini kapatmış.. Haftada bir yayınlanan ek, 1501'inci sayıda, Yönetim Kurulu kararı ile bitirilmiş..
Şubat 2016'da 30'uncu yılını kutlamaya hazırlanan müthiş bir dergiydi Bilim ve Teknoloji.. Tiryakisiydim. Ayırır, kenara koyar, en boş zamanımda satır satır okuma keyfim içim bekletirdim.
Karar, Genel Yayın Müdürü Can Dündar Silivri'de hücre hapsindeyken alındı üstelik..
Orhan Bursalı'nın röportajında önemli satır altları var.. Manşete çıkan sözü "İlhan Selçuk cemaat operasyonundan öldü" olmuş. Halen Cumhuriyet Yazarlığını sürdüren Bursalı "Ben olsam farklı politika izlerdim" derken dikkate değer imalarda bulunuyor. Arif olan da anlıyor..
Can Dündar'ın avukatları tutuklamaya itiraz için üç cümlelik bir meydan okuma, hatta tehdit metni kaleme aldıklarında "Bunların amacı Can'ı içerde tutmak. Çünkü gazetenin maddi sıkıntı içinde olduğu söyleniyor. Bu durumda içerdeki Can ile Erdem, onlara daha faydalı olur, diye düşünüyorlar, muhtemelen" diye yazmıştım. "30 yıllık Cumhuriyet Meşalesi" Bilim ekinin paldır küldür kapatılması ne kadar haklı olduğumun bir başka işareti oldu..
Onlar içerde oldukça, her gün bir kaç gazetede yayınlanan haberler ve "Nöbet tutanların resimleri"nden oluşan bedava reklam devam edecek..
Hayatım boyunca gurur duymuştum, Cumhuriyetçi olmakla..
Şimdi askıya alıyorum.. Bu yönetim, bu kafalar çekip gidene dek, bu "Benim" Cumhuriyet'im değil artık!.