Hüsnü Şenlendirici'yi sevdiğim pek söylenemez. Dava sırasında Deniz Seki'yi ortalarda bırakıp sustuğu için.. Ama geçen hafta Ömür Gedik'le yaptığı söyleşide "Çingene olmakla gurur duyuyorum" deyişini alkışladım.
Meclis'e giren Özcan Purçu, bu sözcüğü ağzına almaz ve Roman olduğunu söylerken hem de..
Oysa Roman ve Çingene farklı şeyler. Kaç kez yazdım, dünya güzeli Çingene efsanesi.. Hindistan'da Roman kavmi arasında büyüyen Çen ile Gan, evlenmelerine izin verilmeyince, kendilerine bağlı olanlarla ülkeyi terkedip Mısır'a yerleştiler. Büyüdüler. Oradan da dünyaya dağıldılar. Egypt, yani Mısır'dan geldikleri için "Gipsi" dedi Avrupa onlara.. Onlar kendilerine, ataları Çen ile Gan'dan doğmuş Çingen adını taktılar. Bizde çingene, Macaristan'da Çigan, İspanya'da Zigan oldular. Özgürlükleri, şarkıları, dansları her ülkede efsane oldu.
Böyle mutlu, böyle zengin, böyle özgür, böyle baş kaldıran bir isimdir Çingene.. İnsan bundan utanır mı?.
Çocukluğum Bandırma'da Çingeneler arasında geçti. Yol kenarında kurarlardı derme çatma çadırlarını.. Sonra şehre dağılırlardı, bıçak bilemek, kalay yapmak yatak yorgan atmak için.. Gider gider, o minik yol kenarı kampındaki yaşamlarını imrenerek izlerdim. Biz bin kural altındayken onların çocuklarının şarkı ve danslarla eğlenmesini nasıl kıskanırdım.
Çingene olmaktan utanma Özcan Purçu. Hüsnü gibi gurur duy.. Çık Meclis kürsüsüne, Çen Gan efsanesini anlat ki, onlar da seninle gurur duysunlar!.