Bu ülkede Spor Yazarları Derneği var mı?. Galiba var.. Sesi sinek vızıltısı.. Gücü.. Sinek kadar bile rahatsız etmiyor..
Bu ülkede Gazeteciler Cemiyeti var mı?. Varlığı, yokluğu belli değil bir şeyler var. Gıkı çıkmaz. Çıksa da kimse aldırmaz..
Biz medya olarak sıfırız. Yokuz.. Sadece birbirimizi yemeye yok etmeye çabalarız. Bizi yok etmeye çalışanlara sesimiz çıkmaz.
İşte bu yüzdendir "Bir Cumhuriyet Savcısı arıyorum" demem.
Bir "Fenerbahçe Cumhuriyeti" şakasını ciddi sanan, kendisini gerçekten o Cumhuriyetin başı sanıp devlet içinde devlet olma gafletine düşen biri, geçen hafta çarşamba günü "Çağırdım, Spor Yazarları Derneği Başkanını. Ayağıma gelecek. Bundan sonra Avrupa maçları dahil, Fenerbahçe'nin her maçına akreditasyonları ben yapacağım. Onlar değil. Aleyhimize yazanların hiçbirini, stada sokmayacağım" dedi.
Kızmıştı. "Hepiniz yalan yazıyorsunuz. Dördünüz bir araya geliyor, ortak haber yapıyorsunuz. Bundan sonra her gün sizinle, patronlarınızla ilgili yalan haber yaptırıp yazdıracağım" diye bas bas bağırıyordu.
Sözlerinin lafta kalmadığını, bu açıklamaların gazetelerde yayınlandığı günün akşamında gösterdi.
Fenerbahçe- Ajax maçında görevli ve TSYD ve UEFA tarafından verilmiş akreditasyonları olan tam 5 gazeteci Saracoğlu Stadı kapısından "Kulüp izin vermiyor" gerekçesi ile geri çevrildiler. Görev yapmaları engellendi.
Şimdi niye "Bir Cumhuriyet Savcısı arıyorum?.."
Çünkü söylenenler yapılanlar, küstahça bir ifade, daha da küstahça bir eylemin çok ötesinde. Ortada Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın hiçe sayılması, yani Anayasayı İhlal" suçu var.
İşte T.C. Anayasası'nın kendisini devletin üzerinde sanan adam tarafından ihlal edilen maddeleri..
MADDE 22. - Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir.
MADDE 25. - Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir.
Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.
MADDE 26. - Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar.
MADDE 28. - Basın hürdür, sansür edilemez.
Aziz Yıldırım'ın söz ve eylemlerinin, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nı nasıl ihlal ettiğini Sayın Savcılarımız çok daha iyi anlayacak, hukuk bilgi, kültür ve deneyimine sahiptirler.
Cezasız kalırsa, nelere ve kimlere örnek olacağı ve ülkenin nasıl bir despotlar, derebeyleri savaşları içine sürükleneceğini kolayca tahmin edeceklerdir.
Cumhuriyet Savcılarıma inanıyorum ve bekliyorum.