Siyasi yazı yazmama ve okumama sözü verdim kendi kendime.. Ne kadar tutabilirim bilmem.. Ama yaşım 75!.. Şekerim var. Tansiyonum var.. Yani kızmaktan, öfkelenmekten, sinirlenmekten uzak durmam gerek.. Yani fiziksel ve ruhsal sağlığım içim sözümü tutmam şart!.
Herkesin, ama herkesin birbirine gözünü kulağını kapayıp sövdüğü, herkesin kendisinden olmayan herkesi "Öteki" ilan edip, hatta hedef gösterdiği, yıkmaya, yok etmeye çalıştığı günümüzde, fikir savaşının faydalı olacağına inanıyor musunuz?.
Kimse kimseyi dinlemiyor ki, fikirler savaşsın.. Fikirler savaşsın ki gerçek güneşi doğsun. Yok öyle şey.. Herkes zerre ödün vermeden, zerre anlaşma, uzlaşma yolu aramadan "Doğru benim" diyor. Demeseler zaten, 7 Haziran sonrası koalisyon kurulur, bu yeni seçime, yeni kavgalara gerek kalmazdı.
Bu gazete o kadar siyaset dolu ki, bir eksik fazla hissedilmez nasılsa.. Hem yazacak başka konular o kadar çok ki.. Kenarda kalan, lafı bile edilmeyen neler, neler var ülkemizde..
1 Kasım'a kadar onları yazacağım..
Bilirsiniz, zaten siyaseti sevmez, mecbur kalmadıkça yazmazdım. Artık kendimi iyice tutacağım..
Her Allahın günü bizi ikiye mikiye değil, yüze, bine bölmeye çalışanlara, bölünmelerden menfaat umanların ekmeğine yağ sürenlere, "Dava insanlık davası" diyen Aşık Veysel'i okumalarını tavsiye edeceğim. Okumalarını ve okutmalarını..
İşte aynen aldım. Kesin cüzdanınıza koyun.. Her fırsatta çıkarın. Her gün en az 10 kişiye okutun..
Çünkü dava, gerçekten insanlık davası..