Barbaros Bulvarı İstanbul'un en önemli ana arteridir. Sabah gazetesi de bu arterin tam göbeğinde..
Dün öğle gazeteden çıktım, hava güneşli ama ben tozlardan oluşan bir sis bulutunun içindeyim.
"Ne tozu bu" diye bakarken dehşetle irkildim..
Efendim yol yapmadan AVM ve rezidans izni vermeye meraklı belediyemiz, asfalt çalışması yapmaya karar vermiş. Tırmıkla tarla düzeltir gibi, asfaltı yukardan aşağı doğru taramışlar. Yol olmuş zımpara.. Yoldan koparılan zerreler rüzgarla uçmuş.. Havada sis yaratan zerreler onlar.. Yani asfalt parçaları.. Yani zift..
Aldığımız her nefesle yüzlercesi ciğerlerimize giriyor ve yapışıyor..
Yani?..
Hoş geldin Kanser!..
Bu sabah arabamdan gazetenin önünde indim. Durum ayni..
Hadi ben bir dakika soluyorum bu zehiri.. Ya saatlerce nöbet tutan güvenlikçi arkadaşlarım!. Ya yokuş yukarı yürümek durumunda olan ve nefes nefese kalıp o zifti hem de nasıl derin içine çeken fakir fukara?..
Tekrar ediyorum.. İstanbul'un göbeğinden ve tam da Sabah'ın önünden söz ediyorum. Bura öyleyse, göz önünde olmayan İstanbul'u varın düşünün..
Yahu bu işin sağlıklı bir yolu yok mu?.
Ben çocukken Kilis'te yollar toprakken, toz kalkmasın diye yaz günleri belediye arazözlerle, başta ana cadde Cumhuriyet yolları sulardı. 1950'de Kilis'e bak, 2015'te İstanbul'a..