Efendim, beni bilirsiniz, pek tatil yapmam.. Denizle, güneşle işim yoktur çünkü.. Gittiğim yerde izleyeceğim bir şey olmalı.. Dönüşte yazacağım malzeme bir bakıma.. Yani, hem ziyaret, hem ticaret..
Çeşme'de bana sorarsanız dünyanın en müthiş festivallerini yaparken Ahmet San ve Mustafa Oğuz, her yaz orada olurdum.
Sonra yuvarlak kafada bir sivri zeka "Ben halkımın parası ile burjuva eğlendirmem" dedi. O muhteşem festival bitti.. Çeşme de neler kaybetti..
Ardından Aspendos Opera Bale Festivali ile Antalya'ya taşınmaya başladım.
Anadolu Ateşi, Mustafa Erdoğan da süpervizör olunca, harika geceler yaşamaya başladık. Ama Antalya Belediyesi sahiplenmedi, Opera, Bale yönetimi ipin ucunu koyverdi. Aspendos çekilmez oldu.
O sırada Bodrum'da D.Marin Müzik ve Bodrum Kalesi Opera ve Bale Festivali başlayınca, tatillerim oraya çevrildi..
Ne var ki, Opera ve Baleyi kendi eserleri dışında adeta yok etme misyonu ile göreve gelen vekil Genel Müdür, o festivali de benzetti. Sildim attım..
D.Marin programında beni çeken tek gece, 16 Ağustos pazar oldu.
Akşam üzeri Gün Batımı Konserinde, Süher- Güher Pekineller'in "Dünya Sahnelerinde Genç Yetenekler" projesinden seçilmiş üç harika gencimizi dinlemek, ardından , büyük alanda İngiliz Kraliyet Flarmoni Orkestrası eşliğinde son yılların genç virtüözlerinden Sarah Chang'i izlemek harika olacaktı.
Bugün İzmir yollarına düşeceğim. Sevgili ağabeyimi de alıp, Bodrum'a geçeceğiz..
Pazartesi dönüş.. Salı odamdayım.. (İnşallah!..)
Yani..
Kepenk, bir mini tatil dolayısıyla çarşamba sabahına dek kapalı..