Daha dündü, Şeker Bayramı, şimdi asırlar gibi uzak geliyor.. Harika günler geçirmiştik, ailecek İzmir'de.. Ailenin en büyüğü Öcal Ağbimde, kardeşler, çocuklar ve torunlar olarak..
Sizlere nasıl tatlı, nasıl keyifli anlatacağımı düşünüyordum dönüşte uçakta..
.. ve anlatamadım..
Bayramın hemen ertesi günü Suruç'ta patlayan canlı bomba ve arkasından gelenler, benim canım ülkemi, "Artık bir daha olmaz" sandığımız, hemen her gün her saat bir terör eylemi, yeni şehitler, yeni ölümler, yeni ağlayan analar görüntülerine sürükledi..
Şu anda bu satırları yazarken, karşımdaki ekrana "Pozantı'da iki polis şehit" haberi düşüyor.. Dün de düşmüştü.. Evvelki gün de.. Yarın da düşecek..
..ve Meclis tatilde..
Toplandılar ve "Çözüm bize düşmez" dercesine "Tatile devam" kararı aldılar..
"İki bayram arasında nikah olmaz" diye bir batıl inancımız var..
Keşke "İki bayram arasında terör olmaz" diye de bir inancımız olsaydı da, hiç değilse Kurban Bayramı'na kadar yeni kurbanlar vermeseydik..
***
Bayramı yazacak halim yok.. İçimden de gelmiyor.. Ama bayramda aldığım kutlamalardan söz etmek isterim, bu karanlık havamıza birazcık aydınlık olsun için..
Bir defa, ben SMS ve benzeri metotlarda kutlamadan yana değilim. Bir metin yaz. Tıkla bin kişiye gitsin. Yani bu "Dostlar alışverişte görsün" kutlaması..
Ben bu tür kutlamalara itibar etmem..
Mümkün olduğu kadar yüz yüze kutladım. Olmayanlara da telefon ettim. SMS kullanmadım.
Bana gelen SMS'lere itibar etmedim aslında..
Ama içlerinden üçü, gerçekten çok güzeldi.. Özenle seçilmişlerdi. Anlamları büyüktü. Onları sizinle paylaşmak isterim..
Birisi, Erkekçe Dergisi günlerinde ressamım, yıllanmış dostum Lalehan'dan.
"Hiçbir kere hayat bayram olmadı, ya da her nefes alışımız bir bayramdı.
Aldım elime sazımı.
Hıncal ağabeycim
Seni seviyorum."
Güzel ve özel değil mi?.
İkincisi hayattaki en eski dostlarımdan Ali Kocatepe'den geldi.
"Bir insanın sana neler verebileceği değil, senin için nelerden vazgeçebileceği önemlidir, Sevgili Hıncal Hocam, bayramını kutluyoruz" diyordu o da..
Telefona sarıldım..
"Bu lafı kim etmiş.. Üzerinde oturup yazı yazarım, o kadar müthiş" dedim..
"Anonim" dedi Ali.. Bir yerde rastlamış, not etmiş, yeri gelirse kullanmak için.. Bundan güzel yer olur mu?.
Üçüncüsü, bir başka sevgili arkadaşım, kardeşim Neşe'den geldi..
Bir şiir.. Bir Can Yücel şiiri.. Şiiri de, Yücel'i de o kadar severim. Nasıl olmuş da daha evvel okumamış, duymamışım..
Bayıldım, bayıldım..
Benim gibi kesip saklamak için de, bu köşede, ama ayrı bir sütunda yayınlamaya karar verdim..
İşte Can Yücel ve İşte Bayram.. Hemen yanda..