Yani Mustafa Erdoğan, 75 yaşında bir adamı, 7 bin kişi içinde ağlatmaya hakkın var mı?.
Ağladım. Hem de hiç çekinmeden.. Etrafımdaki çok kişi de ağlıyordu.
Açık Hava Tiyatrosu'nda Anadolu Ateşi'nin 15. Yılı vardı.. 15 yıldan beri, bu ülkenin, bu ülke insanı ve sanatının duyurusunu, Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan kat kat daha iyi yapan Anadolu Ateşi'nin..
Onlarca defa izlemiştim, 15 yıldan beri.. Gene heyecanla, gene coşkuyla gittim. Açık Hava Sahnesi'nin arka fonu dev bir ekranla kaplanmıştı. Şov başlarken, her yer karardı ve ekranda bir fotoğraf ve bir yazı belirdi.
Fotoğraf, Atatürk'ün Bursa Cumhuriyet Balosu'nda frakla dans ederken çekilmiş ünlü vals resmiydi.
Üzerinde dev harflerle bir yazı vardı..
"İlk Dans Öğretmenimize Saygıyla.."
Hadi siz siz olun da ağlamayın bakalım..
Bu ülkeye batılı anlamda dansı getiren, ama kendi ulusal danslarımıza çok daha önem vermemi daha önem vermemiz gerektiğini söyleyen Ata, o valsin ardından, gene frakla ile Harmandalı oynamıştı, diz vurarak..
Mustafa Erdoğan, Modern Folk Üçlüsü'nün müzikte yaptığını, dansta gerçekleştirmiş, Anadolu'nun eşsiz dans kültürünü, dünyanın anlayacağı, zevk alacağı ve koşacağı dille modernize eden o müthiş, o dünya harikası Anadolu Ateşi gurubunu kurmuştu işte..
7 bin kişiyi defalarca, çığlık çığlığa, coşkuyla, alkışla ayağa kaldıran gösteri bittiğinde fondaki ekranda bu defa dev bir Türk bayrağı belirdi..
Muhteşem Ay yıldızımız!.
Erdoğan dünyanın dört bir yanındaki tüm şovlarını hep bu sahne ile bitiriyordu.
Dev Türk bayrağı.. Kahire gösterisinde ay yıldız, ünlü Sfenks'in üzerine yansımıştı mesela.. Daha nerelere yansımıştı..
New York'ta Madison Square Garden, Chicago'da Chicago Theater, Paris'te Palais de Congres, Bercy ve Trocadero Meydanı- Eiffel Kulesi önü, Çin'de Çin Halk Parlamento Binası, Moskova'da Kremlin Sarayı, Mısır'da tarihi Giza Piramitleri'nin önü ve Selahhatin Kalesi, Münih'te Olymphiahalle, Londra'da Empire Theater, Belçika'da Forest National, Yunanistan'da Irinis Ke Fillias, Tunus'ta Kartaca Antik Tiyatrosu ve Libya'da Sabratha Antik Tiyatrosu..
Hepsinde izleyiciler arasında devlet başkanları, başbakanlar, ülke siyasi liderleri ve milyonlarca izleyici olarak.. Evet, milyonlarca..
2001 yılında bir kaç gösteri için başlayan alev, meşaleye dönüşmüş, ayni anda üç ayrı yerde dans edebilecek 250 şer dansçılık 3 ekibe çıkmış ve 98 ülkede, dört bin gösteri ve 40 milyonu aşan seyirciye ulaşılmıştı.
Anadolu'nun binlerce yıllık mitolojik ve kültürel tarihi, hemen hemen her yöreden derlenmiş 3000 halk dansı figürü ve halk müziği ile dünyaya yayılmıştı.
..Ve bu gösteriler, her defasında "İlk Dans Öğretmenimize Saygıyla" diyerek Atatürk'le başlıyor ve tüm sahneyi kaplayan dev bir Türk bayrağı ile sona eriyordu.
Türkiye'yi ve Türk bayrağını, Atatürk'ü ve Türk Folklör ve Kültürünü dünyanın dört bir yanına, en itibarlı salon ve bahçelere taşıyan Mustafa Erdoğan bir Cumhuriyet öğretmeni Nazım Erdoğan'ın oğlu, Yılmaz Erdoğan'ın kardeşiydi.
Türkiye'nin ve Türk'ün adını dünyanın dört bir yanına gururla taşıyan bu aile, Kürt'tü.. Bu vatanın çocukları, Anadolu insanlarıydı..
Finalde Türk bayrağına bakarken, bir daha gözlerim yaşardı..
Teşekkürler Nazım Hoca!.. Böyle evlatlar yetiştirdiğin için.. Teşekkürler Yılmaz ve Mustafa Erdoğan kardeşler..
Sizler, benim de kardeşimsiniz..
Siz Kürt, ben Çerkesim.. Ama hepimiz bu cennet vatanın insanları, hepimiz, Atatürk'ün çocuklarıyız, çünkü!.