"Benim hayat felsefem, her anımı en yoğun yaşamaktır" demişti, 2003'te New York Times'la yaptığı röportaj'da.. "Daha önce ne yaptığımı düşünmem. Daha sonra ne yapacağımı da düşünmem. Ben şimdi ne yaptığımı düşünürüm."
New York Times ölümünü "Arabistanlı Lawrence ve Dr. Jivago öldü" diye verdi. 60'lı yılların efsanesi bu iki film, Mısırlı aktörün, onunla özdeşleşen iki sinema klasiğiydi.
Kahireli bir Hıristiyan Arap oyuncuyken, zamanın Mısır Sineması'nın Türkan Şoray'ı Faten Hamama ile evlenmek için Müslüman oldu. Michael Demeteri Chalhoup adını sinematik bulmayan Hollywood ona Ömer Şerif (Omar Sharşif) deyip iki müthiş filmi çekmişti.
1969'daki Che fiyaskosundan sonra da, yıldızı söndü. Fidel Castro'yu Jack Palance oynamıştı, Che'yi canlandıran Ömer Şerif'in yanında.. Bu müthiş kadroya ve Richard Fleischer gibi Oscarlı bir yönetmene rağmen film niye bombalandı?. Hele o yılların Amerika'sını ve Küba ile ilişkilerini hatırlayın..
O Amerikan medyası Che filmine yaşam hakkı tanır mı?.
Filmden Ömer Şerif'in bir haykırışını nakledelim, daha iyi anlarsınız..
"Köylüler, ormanlardaki kır çiçekleri gibidir.. Devrimciler ise, bal arıları. İkisi de öteki olmadan varlığını sürdüremez. İkisi de öteki olmadan gelişemez. Benimle arılar arasında bir önemli fark var yalnız. Ben kovanımda asalak yaratıklara tahammül edemem.."
Küba'daki asalak yaratıkları kim oluyordu, Devrim öncesi?..