Yeni sezon ve Galatasaray'ın transferleri hakkında fikrimi soruyorlar.. "Ben bu işten anlamıyorum" diyorum.
Şimdi bakın.. Galatasaray, geçen yıl "-1" averajla lider olarak, dünya futbol tarihine "Bunu yapan tek takım" olarak geçmedi mi?. -1 averajla lider olmak, koridor, folluk, kova ne derseniz o geleni gideni yiyen bir savunma, ama bu savunmaya rağmen daha fazla gol atarak maç kazanan takım olmak değil mi?.
O zaman, o takım, transferde öncelik ve özellikle ne arar?. Aramalı?.
Savunmaya takviye değil mi?.
Galatasaray'ın yediği her golde hatalı Chedju orda.. Sakatlıktan sonra yetersiz kaldığı görülen ve bu yılki performansı belirsiz, Semih orda..
Dengesiz diye gönderilen Dany gelmiş..
Yetermiş..
Hamza "Takımın yaş ortalaması büyük. Küçülteceğiz" diyor. Sabri ile 3 yıllık anlaşma yapılırken, Bruma gibi bir genç ve geleceği kesin parlak bir adam yollanıyor.
Ben de anlamıyorum tabii..
Şimdi Barcelona'ya bakın..
Arda'yı, Atletico ve Arda'ya toplam 70 milyon euro ödeyerek transfer ettiler.. Niye?.
Barcelona'nın en büyük silahı Messi.. Barça'da harikalar yaratan Messi'nin Arjantin Milli Takımında tıkı yok. Son Copa America'yı da Şili'ye kaybettiler..
Niye başarı sadece Barça'da..
Çünkü orada, Messi için oynayan, onu besleyen iki muhteşem adam var.. (dı..
Xavi ve İniesta..
Okurlar geçen yıllarda bir yazımda "Arkamda bu ikisi olsun, ben de oynarım" dediğimi hatırlarlar.
Savunmaya dönük orta saha oyuncusu Xavi, Barça'yı bıraktı.
Hücuma dönük orta saha oyuncusu İniesta ağır bir sakatlık geçirdi.
Yaşı da 31.. Son haftalarda 90 dakikayı çıkaramaz oldu. Ya Hagi gibi ekonomik oynuyor, ara ara saklanıyor, ya da 60'da falan değişiyor.
Yani Messi'yi Messi yapan iki adamdan geriye, yarım adam falan kaldı.
O zaman ne lazım?.
O 70 milyon Euro, Arda değil, Messi için harcandı, dersem abartmış olmam..
Savunmaya dönük orta saha adamı Xavi'nin yerine, çok deneyimli ama, giderek koşu mesafesi azalan İniesta kayacak, onun boşalttığı hücuma dönük Messi besleyicisi görevini Arda yüklenecek.
Özet.. Barça transferi önce kafada gerçekleştirdi.. Eksiği, ihtiyacı belirledi.
Piyasaya baktı ve nokta atışı yaptı..
Arda!..
***
Ahmet Çakar üstat, Arda'dan özür dileme büyüklüğünü gösterirken "Galatasaray tarihinin en genç kaptanı" demiş. Yanlış.
Galatasaray tarihinin en genç kaptanı Turgay Şeren'dir. Arda 22 yaşında kaptan oldu. Turgay'ı 21 yaşında, hem de kendisi de takımda oynarken Gündüz Kılıç muhteşem bir jestle kaptan yapmıştı.
O günü, Turgay Kaptan, 2010 yılında Milliyet'teki yazısında şöyle anlatmıştı..
"Ben Turgay Şeren 1932 doğumluyum. 1953 yılında Galatasaray kaptanı oldum. Bir Fenerbahçe maçına çıkıyorduk. "Baba" Gündüz Kılıç takım kaptanımızdı ve aynı zamanda Galatasaray'da futbolun başındaydı. İnönü Stadı'nın tünelinden çıkarken her zamanki gibi onun arkasındaydım. Birden durdu ve 'Bir dakika' dedi.
Reha- Bülent Eken kardeşler, Muzaffer Tokaç, Naci Özkaya, Necmi Erdoğdu, İsfendiyar Açıksöz, Doğan Koloğlu, Musa Sezer, Fazıl Göknar o anda Galatasaray Futbol Takımını oluşturuyorlardı. Hepimiz durduk. 'Çocuklar' dedi 'Bizler futbolumuzu oynadık. Bırakma yoluna çıktık.
Size bir teklifim var.
Turgay 20 yaşında ama onu takım kaptanımız yapalım mı?' Birdenbire bu saydığım tüm isimler beni kucaklamaya başladılar. Herkes ağlıyordu. 'Tabii Gündüz Ağabey' dediler. 'Turgay'ın kaptan olmasından mutluluk duyarız ve ona en büyük yardımları yaparız.' Gündüz Ağabey beni hemen önüne geçirdi: 'Hadi bakalım kaptan çık' dedi. Şaşırmıştım ama çok mutluydum. Galatasaray'ın takım kaptanı olmuştum. Beni takımın önünde ağlayarak görünce İnönü Stadı'ndaki bütün izleyiciler, Fenerliler şaşırdılar.
Hakem Faik Gökay da şaşırmıştı. Ama Galatasaray Futbol Takımı kaptanını seçmişti. Galatasaray yönetiminde herkes bu olayı büyük bir mutlulukla
karşıladı ve ben Turgay Şeren olarak 1954 yılında da Milli Takım kaptanı oldum."
Ayni yazıda, Galatasaray'ın bugünkü kaptanlarının kulağına küpe olacak bir Baba Gündüz nasihatı var. O Turgay'ı bir kenara çekmiş daha sonra Galatasaray kaptanlığını şöyle anlatmış..
"Galatasaray kaptanlığı sahaya çıkıp el sıkmak değildir. Saha dışında Galatasaray kaptanının ne kadar iyi, fevkalade özelliklere sahip olduğunu göstermektir.
Bunu unutma. Saygı ve sevgi dolu olacaksın. Ağabeylerinle kaptanlık unvanına güvenip konuşmayacaksın.
Onları ağabey olarak kabul edeceksin ve takımda sevgiyi, disiplini uygulayacaksın.
Öyle bir zaman gelecek ki büyükler bile gelip senden müsaade alacaklar."
Ve de Turgay Kaptanın bugünün kaptanlarından bir isteği var. "Galatasaray takımı eskisi gibi sadece Türkler'den kurulu değil. Yarısından fazlası yabancı. Galatasaray'ın ve Galatasaraylılığın ne olduğunu onlara anlatabilir mi? Galatasaray kaptanı, ortak dil İngilizceyi bilmeli, öğrenmeli.."