Ziya Paşa ile tanışmam, müthiş edebiyat ve şiir meraklısı babam sayesinde oldu. İlkokuldayken, annem söz dinlemediğimiz için ağbimle beni babama şikayet ettiğinde, parmağını şaka ile karışık sallar ve "Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir" derdi..
Lafla anlamazsan, azarlanırsın. O da çare etmezse, sıra dayağa gelir anlamına bu lafı atasözü sanırdım. Sonra babam bize Ziya Paşa'yı ve onun Terkib-i Bend adlı, baştan aşağı atasözü olan deyişlerden kurulu şiirini anlatmaya başladı..
Lise Edebiyat Dersi'nde Ziya Paşa'yı hem şair, hem devlet adamı, hem de hürriyet savaşçısı olarak çok iyi tanıdım ve sevdim.. Namık Kemal'in de içinde olduğu, dünya siyasi tarihlerine "Jön Türk" deyişini bir tarif olarak armağan eden gurubun en yaşlısı ve lideriydi. Terkib-i Bend'i, 1870 yılında Cenevre'de sürgünde Hürriyet adlı gazeteyi çıkarırken yazmıştı.. Sabah sabah, size siyasi tarih ve edebiyat dersi vermek gibi bir niyetim yok.. Pazartesi öğleden sonra gazetelerimi okurken, ayni sayfadaki iki haber dikkatimi çekti.. Bir kadın başkasının hesabını kullanıp, telefonuna 150 (Yüzelli) kontür yüklediği suçlaması ile 3 yıl 4 ay hapse mahkum olmuş, tutuklanmış ve Sincan Cezaevi'ne konmuştu. Hemen altındaki haber de şuydu..
"Türkiye İhracatçılar Meclisi, Reza Zarrap'a törenle başarı ödülü verdi!."
Hadi siz siz olun da Ziya Paşa'yı hatırlamayın!.
"Milyonla çalan mesned-i izzette ser-efraz/ Birkaç kuruşu mürtekibin cây-ı kürektir."
(Milyonla götüren baş tacı.. Birkaç kuruş yürüten doğru hapise..)
Paşa 1870'de yazmış. Bugün 2015!..
Dünya pek değişmiyor değil mi dostlar!.