..Ve Behiye!.. Büyük Behiye!.. Benzersiz Behiye!..
Yeri dolmaz Behiye!.. Ankara gecelerimizi dolduran Behiye..
"Bir rüzgardır gelir geçer sanmıştım,
Meğer başımda esen Kasırgaymış sevgilim" diyen Behiye..
Öyle bir derdi ki, her gece, ayrıca, üç de matine, dolu dolu Göl Gazinosu'nda ertesi geceki yerimizi, yani "Faça Masamız"ı hesap öderken ayırtırdık, biz Öncü ekibi..
Alaturka musiki bu kadar vazgeçilmezimse, başrol Behiye'nindir..
İki "As" solist vardı o zaman.. İkisinin de yeri bugüne dek dolmadı..
"Zeki Müren bir, Behiye Aksoy iki.."
Bu isimler neonlarla en tepeye yazıldı mı, gazinonun doluluk senedi olurlardı.
Assolist de o demekti zaten.. "Gazino dolduran!.."
Behiye Aksoy'u bu köşede hep yazdım. Her fırsatta yazdım.. Bu yüzden okurlar onu ne kadar sevdiğimizi de iyi bilirler, hayatımızda oynadığı rolü de..
Alt yazıyı görünce "Kurtuldu" dedim.. Yıllardır alzheimer'dı. Dünyasını unutuyordu. Bir huzurevine terk ettiler, "Orda ölümü beklesin" der gibi..
Servet kazandırdıkları, kendilerine servet bıraktıkları da alzheimer'lıydı. Büyük Behiye'yi unuttular!.
Ama unutmayanlar hep olacak, Sevgili Behiye!..
"Kalbe dolan o ilk bakış, unutulmaz, unutulmaz!.."