Kasım ayındaki o Küçük Prens'ten sonra, Ali'yi (Poyrazoğlu) kuliste yakaladım.. "Bak" dedim, "Bu muhteşem gösteri bir tek gece ile kalmaz.. Harika yazma gücün var. Tiyatron da var. Al eline kalemi.. Bu geceki tek kişilik şovunu, oyun haline getir. Herkes seyretsin.."
Baktım, 40 yıllık dost hatrı yetecek gibi değil, tehdit ettim, şantaj yaptım "Yapmazsan" diye..
Ve yaptı Ali..
Şimdi Poyrazoğlu Tiyatrosu'nda Ali'nin yazdığı muhteşem bir Küçük Prens var..
Ali, Küçük Prens'te Antoine de Saint-Exupery'nin, Küçük Prens'i kendi yaşamına paralel yarattığını düşünüyor. Oyunu da onun üzerine kurmuş zaten.
Ali, uçak meraklısı yazarın, İkinci Dünya Savaşı'nda, Alman uçakları tarafından vurulup düşerkenki son anlarını anlatıyor. Yazar bu son anlarında, hayatının en mutlu olduğu günleri, yani çocukluğunu hatırlar. Gözlerinin önünden geçen film şeridi, perdeye değil sahneye konur tabii. Özlenen çocukluğun simgesi de Küçük Prens'tir tabii.
Küçük Prens, biri sarışın, biri esmer iki oyuncu tarafından oynatılan bir kukla, temsil boyu.. Niye iki aktör.. Niye ikisi farklı.. Oyun baştan sona ikilemler üzerine kurulu, ondan belki.. Yazarla kahramanı karışıyor. Hangisi, hangisi?. Gerçekle, hayal karışıyor?. İzlediğiniz hangisi?. Kim kukla?. Kim kuklacı.. Kim palyaço?. Palyaço kılığında olanlar mı, yoksa insan kılığında gezenler mi?.
65 dakikalık oyunu nefesim kesilerek izledim.
Bitince de kulise koştum ve Ali'yi kucakladım.. Tahminlerimin, beklentilerimin de ötesinde bir oyun ortaya çıkardığı, Küçük Prens'i adeta yeniden yarattığı için..
Ali'nin genç ekibi de müthiş.. Özdemir Çiftçioğlu, Eser Ali, Nur Gürkan, Kıvanç İvriz, Yonca Gezgin, Ufuk Kurtuldu, Şamil Taşkın, Selam Sevin, Anıl Ayvalıoğlu, Küçük Prens'in tüm ünlü tiplerini, diktatörden tilkiye başarıyla canlandırıyorlar. Özdemir Çiftçioğlu ve Şamil Taşkın'ın koreografisi müthiş. Işıklar o kadar önemliydi ki oyunda. Yüksel Aymaz'ı da kutlarım..
Tabii, o dekor ve kostümleri hazırlayan Şirin Dağtekin'i de..
Oyunun bir sürprizi de, büyük usta Bülent Kayabaş'ı sahnede görmek oldu. Onu nasıl özlediğimi, sahneye girdiği anda hissettim.
Bu oyunu yazması ve sahnelemesi için Ali'yi tehdit eden, şantaj yapan kendimle de gurur duydum.
Bu Küçük Prens yıllarca oynar. Oynamalı.. Ali'ye bir şey daha söyledim..
"İlk ve Ortaokullar için, bazı bölümleri elden geçir. Sonra okul okul dolaş..
Küçük Prens'i bilen, öğrenen, tanıyan kuşaklar yetişsin" dedim.
Son sözüm mü?.
Ali, minik programının son satırını şöyle yazmış..
"Kendinize bir kıyak yapın. Küçük Prens Bana Dedi ki"yi mutlaka izleyin."
Bu satırın altını ben de imzaladım!..