Veysel gecesinin, sunucunun gereksiz tekrarları, abartmalarıyla uzattığı konuşmalar yanında, gereksiz bir akademik sohbet vardı. Dinleyen çıkmadı sanırım. Niye çıksın?. İnsanlar oraya seminere değil, konsere geliyorlar.
İlgi gören tek konuşma, Yücel Paşmakçı Usta'nın iki hoş anısı olmuş..
Sivas'ta toplanmış, kentin önde gelenleri.. Sivas adını dünyaya duyuran Veysel'in heykelini dikmeye karar vermişler. Tartışma başlamış.. "Şuraya dikelim.. Olmaz, buraya dikelin.. Hayır oraya dikelim.."
Laf uzadıkça uzayınca, bir kenarda sessiz sedasız dinleyen Veysel Usta lafa karışmış..
"Ağalar, bu heykel kaça mal olacak?.."
"Beş yüz liraya Aşık!.."
"Siz beş yüz lirayı bana verin, istediğiniz yerde dikilirim!.."
Yücel Paşmakçı, İstanbul Radyosuna baş vurmuş, Yurttan Sesler Korosuna girmek için.. Muzaffer Sarısözen de Ankara'dan gelmiş seçmelere..
"Bizi sahneye dizdiler. Koro halinde bir şey söyleyeceğiz. Türküye başladık, az sonra Sarısözen beni işaretle yanına çağırdı.. Gittim.. 'Sen ve ben bu seslerle türkü söylersek, radyo ikimizi de kovar!.."