Utanmanın bittiği nokta" demiştim, Maraton için.. Ne yazık ki, spor medyamız da farklı değil.. Bir Aziz Yıldırım korkusu ve dehşeti hepsini kaplamış..
Salı işlerim yoğundu, gazeteleri geç okudum. Türkiye Cumhuriyeti'nde bir, tek bir gazete Fener- Bursa maçındaki hakem rezaletini manşetine taşıyamamış.
Sabah'ta Erman ve Ahmet Çakar, köşelerinde cinayeti anlatmışlar en azından. Ötekilerde o da yok.. Hatta, utanmadan, sıkılmadan "Hüseyin Göçek iyi yönetti" diyenler bile var..
Ardından Alex olayı.. Fener'in heykelini diktiği efsane futbolcusu gelmiş. Hayatının belgeseli yapılıyor, tabii Türkiye yılları önemli.. Aziz Efendi, Fener efsanesinin, Fener tesislerine girmesine izin vermiyor.
Alex de "Aziz Başkan, başkan olarak bana çok destek oldu. Başkan ve oyuncu olarak yaşadıklarımızı hep hatırlayacağım. Kulüp Başkanı olarak başarılarla dolu geçmişine büyük saygı duyuyorum" diyor..
Kendisini kovan, görüşme taleplerini dört defa geri çeviren ve İstanbul'a gelişinde tesislere girmesini engelleyen adam için söylüyor bunları.
Sonra da haklı olarak sitem ediyor..
"İnsan olarak ise bir şey söylememe taraftarıyım. Çünkü kendisinden o konuda bir şey öğrenmedim."
Aziz Yıldırım'ın emir kulları bu sözleri "Alex, Aziz Yıldırım'a öfke kustu"ya varıncaya dek başlıklayıp haber yaptılar. Hayırsız, vefasız, hain Alex havasında verdiler ki, gerçek patronları Aziz Bey mutlu olsun..
Tekrar ediyorum.
Bu medya, bu yayıncı kuruluş, bu Maraton ile Fener şampiyondur kesin.. Beşiktaş ve Galatasaray yöneticileri akıllı iseler, Şampiyonlar Ligi'nin ikinci bileti, yani Lig İkinciliği için yaparlar hesaplarını ki, evdeki bulgurdan da olmasınlar..
Yıldırım Demirören de izin versin. Fener kalan yedi maçına 4 yıldızlı forma ile çıksın. Yeniden başkan olması, Fener'e bağlı ya.. Hulus çakmış olur!.