Defne, Defne Yalnız.. Devlet Tiyatrosu'nun en iyilerindendi Ankara yıllarımda.. Tekin Akmansoy, onu Kaynanalar'la televizyona alınca, ülke çapında şöhrete ulaştı. Dizi bitince de unutuldu. Bir ara Ataköy Marina'da bar açmıştı. En son orda gördüm ve duydum adını..
Geçen hafta bir kanalda karşıma çıktı. Konuktu.. Bir lafının altını çizdim.
"İki hırsızı affetmem" dedi.. "Anılarımı ve zamanımı çalanı.."
Güzelliğe bakar mısınız?.
Ankara'da Muhsin Ertuğrul disiplini aklıma geldi. Devlet Tiyatrosu, memleket saat ayarı gibi perde açardı.
Geçenlerde İstanbul'da hem de Mimar Sinan Üniversitesi'nin Yıl Sonu Konseri tam 45 dakika geç başladı. Salonda en az bin kişi vardı. Toplam 45 bin dakikamızı, hem de sanatçı yetiştiren bir mektep çaldı, bir açıklama bile yapmadan.. Bir özür bile dilemeden.. (45 bin dakika, 550 saat, o da 31 gün, yani bir ay eder.. Mimar Sinan'da bu hesabı yapan bir bilim adamı yok mu?.)
İstanbul'da bana zamanında başlayan bir etkinlik söyleyin, köşemde yazıp alkışlamazsam, adam değilim..