Anayasamız derki, "Sahiller halkındır." Sahilden mesela doldurma ile yer kazansanız, o da halkındır.
Yasalarımız derki, "Boğaz ön görünüm bölgesine çivi çakılmaz.."
Şimdi, havanın güzel olduğu bir tatil günü, Galata Köprüsü'nden başlayarak, Rumeli Kavağı'na kadar uzanan Boğaz sahilinde, gücünüzün yettiği kadar yürüyün bakalım, anayasa gereği size ait olan o sahilde denizi görebileceğiniz kaç metre var?.,
Denize bitişik binalardan kalan yerlere tekneler bağlanmıştır. Kilometrelerce tekne kıçı görürsünüz. Onların olmadığı bir kaç metrede ise, havada uçuşan olta iğneleri vardır, Allah muhafaza..
Peki hangi denizin kenarında yürüyecek, oturacak, eğlenecek vatandaş?. Nerde Boğaz'ı seyredecek?.
Pazar günü Bebek'te baktım, yürüyorlar. "Tamam" dedim, "Boğaz kenarına bağlanan tekneleri protesto ediyor, anayasal haklarına sahip çıkıyorlar.."
Değilmiş. O teknelere çoktan razıymışlar meğer..
Şimdi bir tekne parkı yapacaklarmış o güzelim Boğaz'a.. Tabii denizde park olunca, sahilde de oto park gerek.. Su Ada için Kuruçeşme Parkı'ndan ağaçlar kesip otopark yapmışlardı ya.. Bu defa öyle ağaç kesecek yer de yok. Denizi beton doldurup oto park yapacaklar, tekne ağalarına.. Peki "Denizden kazanılan yerler halkındır" diyen anayasa?.
Gülüyorsunuz değil mi?.
Ben de gülüyorum acı acı..
Bugün havalar bozdu. 3 gün kış havası olacakmış.. Dua ediyorum, bu yıl yaz hiç gelmese, kış devam etse..
Üşürüz biraz ama, ruh sağlığımız kalır, hiç değilse..