Fenerbahçe- Galatasaray derbisinin en belirgin unsuru, aradaki 4 puan fark..
Fenerbahçe yenilirse, fark yediye çıkar.. Yedi puan fark, Fenerbahçe'nin 4. Yıldız hedefine en başta moral olarak büyük darbe vurur. Berabere biterse, fark 4'te kalır. Şampiyonluk yarışı yaptığı ezeli rakibini kendi sahasında yenemeyip, dört puan geride kalmak da "Kötünün iyisi" olmaktan öteye gitmez.
Galatasaray kazanırsa, 7 puan fark, Fener'in Saracoğlu'nda 1999'dan beri gelen yenilmezliğine son vermeyi de ekleyince, "Tutmayın beni" olur.
Berabere kalırsa, ezeli rakiple deplasmandan dört puan farkla dönmek de çok güzel..
Yenilirse.. Hala 1 puan önde..
Bu matematik içinde, Fenerbahçe mutlak kazanmak zorunda..
Galatasaray ise, rakibine göre çok rahat..
Bu durum oyun planlarını da etkileyecek tabii..
Peki nasıl etkileyecek?.
Takımlara bakalım..
Her ikisi de bu ülkenin en iyi hücum ve orta saha oyuncularına sahip.
Fenerbahçe'nin Caner ve Gökhan'la yaptıkları kanat akınları fark yaratıyordu ama, Hamza Hocayla birlikte Galatasaray da kanat akınlarına dönüp çok başarılı sonuçlar alınca, bu fark kapandı..
Her iki takımın da zaafı savunmalarında..
Galatasaray en çok gol yiyen takımlardan. Fenerbahçe pozisyon vermede hele son haftalarda rakipsiz..
Bu durumda maçın kaderini ne belirleyecek?.
1- Girilen pozisyonları değerlendirme gücü.. Bunun içine şans faktörünü de koyabilirsiniz. Burada son haftalarda Galatasaray önde.. Dokunduğu gol oluyor nerdeyse.. Fener neler kaçırıyor.
2- Hakem yorumları.. Cüneyt Çakır yurt dışında iyi hakem. Ama içerde eyyamcı. Yanlış düdük pek çalmaz, ama çalmadığı düdük ve göstermediği kartlarla ev sahibine büyük avantaj sağlar.
Hakemde Galatasaray geride..
3- Saha avantajı eşit.. İki takım da iyi oyun kurarak oynuyor. Güzel saha Galatasaray'a da çok yarar.
4- Seyirci avantajı Fener'de.. Ve de Fener seyircisi, son düdük çalana kadar skor ne olursa olsun, takımının arkasında..
Aziz Yıldırım da, tüm yasaları ihlal pahasına, muhaliflerinin maç izleme haklarını gasp edince ve buna ülkemde medya dahil kimse ses çıkarmayınca, Fenerbahçe olağanüstü bir seyirci avantajı yakaladı. Bu da Cüneyt Çakır unsuru için önemli.
Şimdi geriye kalıyor, Teknik Yönetimler..
İsmail Kartal'ın bu çok geniş, zengin ve güçlü Fenerbahçe kadrosunu yönetecek çapta olmadığını hep söyledim. Hala da söylüyorum.
Fenerbahçe'nin mutlak kazanmak zorunda olduğu maçı iki türlü oynayabilir..
1- Sahaya tam bir hücum takımı çıkarıp, Galatasaray'ın göbekte büyük gedikler veren savunmasının üzerine çökerek.
2- Aynen Biliç'in Liverpool taktiği gibi.. "Önce gol yemeyelim. Benim, kaleci dışında her an gol atma gücüne sahip 10 futbolcum sahada.. Yemezsek, kazandıracak golü nasılsa atarız.
Son maçlarda, tercihlerini hep korkak, hep savunmaya önem vererek yapan Kartal, sanırım ikinci yolu deneyecektir.
Mağlubiyete dahi tahammülü olan Galatasaray'ın Hocası Hamza Hamzaoğlu'nun eli daha rahat..
Son maçlarda başarıyla uyguladığı hücum presle başlamak, topu zayıf savunmasından uzak tutmak, stoper hatalarının, Galatasaray kalesinden mümkün olduğu kadar uzakta gerçekleşmesini sağlamak, bir taktik.. Ama o zaman savunma arkasına atılacak topları hızlı beklerin kollaması gerek.
Hagili takımdan bu yana, ilk defa bu kadar başarılı kanat akınları yapan Galatasaray'ın hücumları da önemli.
Hava toplarına, kaleci Volkan'dan başlayarak müthiş hakim Fener'e karşı orta yapmak, topu teslim edip dönmek demek. Galatasaray kanat akınları dahil hücumlarını Fener savunmasının en zayıf yerinden, yerden yapmalı..
Orta değil, hava tercih edilse bile, "Pas" olmalı.. Galatasaray uzaktan şut denemelerini bol yapmalı. Hamza Hoca şut atanlara kızmayı yasaklamalı.
Hamza Hoca, başta Selçuk ve Burak, oyuncularına "Ayakta kalın" emri vermeli..
Rüzgar hızlı esince kendilerini yere atan Galatasaraylılar, takımlarının oyun kurmasını engelliyorlar. Rakibin ekmeğine yağ sürüyorlar.
Hamza Hoca, takımının hakemle oynamasını da engellemeli. Dünyanın en iyi niyetli hakemi, daha onuncu dakikada Galatasaray'dan nefret eder.
Öyle saldırıyorlar. Oysa Hakem "Acaba yanlış mı yaptım" diye kendini borçlu hissetmeli, Galatasaray'a.. Öfke ve nefret yerine..
..Ve son söz.. Hava toplarında Fener üstün kesin. O zaman kornerlerde Muslera'nın arka direğe adam koymama inadını da kırması lazım, Hamza Hoca'nın..
Lig TV'nin kirli ekranında, güzel bir maç izleme dileğimle..