Her sabah 8.12'de çalmaya başlayan saat ve radyomda, TRT Nağme uyandırır beni ya..
"19 Ocak, Türk Sanat Müziğinin büyük ustası Yesari Asım'ın ölüm yıldönümüydü" dedi spiker ve ardından Usta'nın muhteşem sesini duydum.
"Ömrüm seni sevmekle nihâyet bulacaktır
Yalnız senin aşkın ile rûhum solacaktır
Son darbe-i kalbim yine ismin olacaktır
Yalnız senin aşkın ile rûhum solacaktır."
Babamın en sevdiği şarkıydı bu.. Yesari'yi çok severdi, ama bu şarkıyı başka severdi. Neden çok sevdiğini annem ölünce anladım.
Annemden sonra babamın yaşamı, aynen şarkıdaki Fitnat Hanım'ın sözleri gibi oldu.. Ömrü, hep annemle geçerek iki sene daha sürdü, topu topu.. Giderek zayıflayan kalbi "Suat" diyerek durdu, sonunda..
Şarkının bende de anıları var..
Ümit Yaşar bir şiirinde kullanmıştı şarkıyı.. O şiiri, üniversite yıllarımda kaç flörtümün kulağına fısıldamıştım. Romantik yıllardı onlar.. Sevgiliye şiirler bulunur okunurdu ya..
"Modası geçmiş bir şarkı bilirim,
Eski günlerin hatırasını taşır.
Bir şarkı ki:
Yalnız senin dudaklarına yaraşır.
Elbet her şarkı gibi
O da bir gün unutulacaktır.
Sesim güzel değil ki ben söyliyeyim
'Ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır.'