İki sene olmuş dostlar.. Balkan Naci İslimyeli "Bu Ekavart'da açtığım ikinci sergim. İlki iki sene evveldi" dediğinde, gene Einstein'ı, gene Görecelik Kuramını hatırladım.. Dün gibi geldi, o bayıldığım sergi.. Sonra büyük usta ile oturup sohbetlerimiz.. Dün gibi..
Bu kadar hızlı geçmişse, iyi geçmiş demektir.. Yaşa sen Einstein!..
Son anda haber almam, program değişiklikleri, İstanbul trafiği derken, geç kaldım. İyi de oldu bir bakıma.. Sergi açılış kokteyllerinin kalabalığı gidince, eserlerle daha rahat baş başa kalabiliyorsun..
Ritz'in kapısından beni içerdeki Ekav'a götüren koridora daha, iki "Hoş geldiniz" eseri asmış Sevgili İnci Aksoy.. Bir kafa portresi, altında kostüm simgesi.. Kostümler siyah ve beyaz.. Kapıda İnci'yi gördüm.. Siyah ve beyaz.. "Sergiye göre mi giyindin" derken, kendime baktım.. Ben "Renk" delisiyim. Ama o sabah, dünyadan habersiz, giyinirken siyah ve beyazı seçmişim nedense.. "..se ne demek?. Bir sebebi olmalı mutlak!.."
Hadi yorumlayın bakalım..
Balkan Usta, kendi sergisini şöyle yorumluyor..
"İyiler ve kötüler vardır.. Ve de bu ikisinin arasında kalan ara unsurlar.. Bu sergimde ara unsurları temizleyip, iyi ile kötüyü baş başa bıraktım.."
1988'de Olimpiyat için gittiğim Seul'de öğrenmiştim, Uzak Doğu'nun Yin ve Yang Felsefesini.. İç içe geçmiş ve bir daire oluşturmuş biri siyah, biri beyaz iki balık figürü düşünün. Yin ve Yang'ın simgesi oydu işte..
Balkan Usta, balıktan insana geçmiş..
Tepede bir portre. Altında bir kostüm.. "Bu insan benim" diyor..
Niye o?..
Tarifin güzelliğine ve özelliğine bakar mısınız?.
"Sanat insanın içinden geçen bir yoldur!.."
Balkan Naci İslimyeli'nin içinden geçen yolu gösteren, ondan parçalar taşıyan bu siyah beyaz ama rengarenk sergiyi şubat ayının sonuna dek gezebilirsiniz!.