Hamza Hamzaoğlu, Galatasaray'a gerçekten hoş geldi. Rakibin de, kendisinin de önemli eksiklerle oynadığı tek kupa maçı ile, iki günlük hocayı yorumlamak tabii mümkün değil ama işi bilenin alacağı işaretler var..
Maçı açık kanalda yayınlayan ve bu sayede televizyonu olan her eve, her kahveye, restorana, özetle herkese ulaştırarak çok önemli bir görev yapan Yayıncı Kuruluş, yani bizimkiler, yani atv için de bir bakıma büyük şanstı, Hamza Hoca'nın ilk maçını yayınlamak.
Haftanın gündem konusu oydu çünkü. Her gazetede manşet, her TV'nin spor haberinde en baştaydı.
Ama atv'nin bu fırsatı en iyi şekilde kullandığını söyleyemeyeceğim. Lig TV'yi en ağır eleştirirken, bizimkilere "Aferin" demem beklenmesin.
Düşünelim. Bu maçı en merakla bekleyecek kimler?.
Genelde yedeklerle oynanan bir kupa maçını özellikle..
Yanıt açık..
Bu haftaya mahsus özel durumu ile Galatasaraylılar.
Hamza Hoca ile ilk maç için ekran başına oturacakların yüzde 80'i Galatasaraylı..
O zaman, seyirci yoğunluğunu düşünüp, oraya Galatasaray uzmanı, Galatasaray'ın maçlarını kaçırmayan, Galatasaray'ı bilen, bu maçtaki şifreleri çözebilecek ve ekran başındakilerin Galatasaray ve Hamza Hoca sorularına yanıt verebilecek bir yorumcu koymaları gerekirdi.
Ben ilke olarak, canlı yayına çıkmıyorum, yıllardır. Yoksa kendim başvurur "Ben varım" derdim.
Oysa onlar Ömer Üründül gibi, Galatasaray camiasında pek sevilmeyen bir Fenerbahçeli'yi oturttular.
Sevgili Ömer kardeşim de maç boyu durmadan Eskişehir'i anlattı. İlk yarıda Galatasaray bol bol pozisyona girerken, bunun sebebinin yeni oyuncularla takviyeli Eskişehir savunması olduğunu belki on defa tekrar etti. O Eskişehir'in esas savunmasının üç gün önce, hem de o çok formsuz Fener forveti önünde bile darmadağın olduğunun lafını bile etmeden..
İşte Ömer'in söylemedikleri..
Galatasaray ilk defa dikine oynuyor ve hızlı çıkıyordu. Semih-Chedjou arasındaki ilk yan paslaşma 47. dakikada oldu. Galatasaray kalecisine ilk geri pas da 48. dakikada yollandı. Melo'nun atılması ve golün yenmesi, eskiyi andıran oyuna dönülür gibi olan dakikalarda geldi.
Galatasaray ilk defa açıkları bu kadar yoğun kullandı. Oyunu kanatlara yaydı.
Ömer'e göre bu kusurdu aslında..
Pandev ve Olcan, oyuna hiç ama hiç katkıda bulunmadan dolaştılar.
Kazanılan penaltıyı sahalarda bile görünmeyen Pandev'e attırmak doğru muydu, tartışılmadı. Kaçırdığı halde..
Sinan (G. Saraylı olanı tabii..) frikik golünü kendi hatasından yedi. Kalesinin sağı baraja, solu kendisine aitken, golü soldan yedi. Ya baraj yanlıştı, ya durduğu yer. Üstelik Serdar topa vurmadan, bir de sağa hamle yapıp solu iyice açtı. Ömer, kaleci hatasından söz etmeden, atışın güzelliğini övdü durmadan.
Galatasaray'ın içindeki canlı bomba Melo'nun oyundan atılması, aslında Hamza Hoca'nın şansı oldu. Tribün şovmeni, üstelik formsuz Melo Galatasaray'ı, iddialı olduğu ligde de bitirebilir. Kırmızı olmasa hoca onu Akhisar maçında kesebilir miydi, bilemem.
Eskişehir maçının ışığında ortaya çıktı ki, Galatasaray- Akhisar maçı çok ilginç olacak!..