Hafta sonunda üç yazı seçtim gene gazetelerden, mesleki açıdan beni etkileyen..
Birinci Vatan'da.. Aziz Yıldırım medyası Volkan Demirel'den bir de kahraman yaratma çabası içindeyken, Sanem Altan, tüm spor yazar ve yorumcularına ders olacak satırlar kaleme almış.. Volkan övücüleri 21 Kasım Cuma günü çıkan "Volkan bu kadar hassas mı gerçekten" başlıklı yazıyı yüzleri kızarmadan okuyabilirler mi acaba?.
Bu konuda ikinci alkışlanacak gazetecilik olayı, gene spor sayfalarının dışından, Hürriyet Pazar'dan geldi. Burak Kuru'nun "Volkan ile maden işçisi arasındaki 7 fark" başlıklı sayfasının Aziz Yıldırım'ı nasıl çıldırttığını, alel acele verilen yanıttan anlıyoruz, zaten. Burak Kuru'ya alkışlar. Pabuç bırakma Burak.. Yüreğine sağlık..
Hürriyet Pazar'da İzzet Çapa'nın iki sayfaya yayılmış Ali Poyrazoğlu söyleşisini bir nefeste okudum. İzzet iyi hazırlanıp, çok güzel sormuş.. Ali tüm içtenliği ile yanıtlamış. Hesapsız kitapsız, hiç bir ucuzluğa, reyting, tiraj kaygısına düşmeyen, sömürü içermeyen, içten pazarlıksız bir konuşma örneği.. Pek çoklarına ders vermiş, Ali ile İzzet!..