İnanın konseri yaşlı gözlerle izledim.. İçimdeki coşkuya, teşekkür duyguları katıldı.
İlk teşekkürüm, Süher / Güher Pekinel dostlarıma.. Piyano ikizleri olarak bu ülkenin uluslararası tanıtımına yaptıkları büyük katkıyı, şimdi tarihi bir projeyle çok ilerilere taşıdılar.
"Dünya Sahnelerinde Genç Müzisyenler.."
Türkiye'nin uluslararası alanda adını güçlendirecek genç yetenekleri bulmak, onların, dünyanın en büyük hocalarından, en iyi eğitimi almalarını sağlayacak imkanları yaratmak üzere kollarını sıvamışlardı, beş yıl önce..
..Ve işte bu konser, hepsi dünya sahnelerinde Türkiye'yi temsil etmeyi başarmış bu gençlerden altısını bir araya getiriyordu.
İkinci teşekkürüm, Pekineller projesinin sponsorluğunu Koç Holding adına yüklenen Tüpraş ve başındaki Ömer Koç'a.. "Ülkem varsa, ben varım" diyen Vehbi Bey'in torunu dedesine layık olduğunu bu desteği ile kanıtlıyor.
Üçüncü teşekkürüm, bu gençlerin Dünya Sahneleri'nden bizim Cemal Reşit Rey sahnesine taşınmasında tüm imkanları seferber eden, CRR Sanat Yönetmeni Ozan Binici'ye..
Ve tabii en büyük teşekkürüm, daha Cumhuriyet ilan edilmeden, daha 1922 yılında, kültürün, sanatın ve müziğin, geleceğin Dünya Devleti, genç Türkiye'sinde oynayacağı rolü bilen ve bugünkü konservatuarların temelini atan, bu gençlerin ortaya çıkmasına sebep olan Musiki Muallim Mektebi'ni kuran Mustafa Kemal Atatürk'e.. "Atatürk'ün gençleri, Dünya Sahnelerinde"ydi, işte..
O gece açılışı Yunus Tuncalı eşliğinde Doğa Altınok yaptı. İçimizi kaynatan Sarasate "Zigeunerwiesen" de kemanı, nasıl bir çigan coşkusu yarattı salonda..
Sonra genç piyanistler Cem Esen ve Can Çakmur, Chopin ve Liszt'te mest ettiler, bizi..
İkinci yarı, Vera Cumburidze (Keman), Dorukhan Doruk (Çello) ve Yunus Tuncalı (Piyano) Üçlüsü'nündü.
Bir harika Rahmaninov ardından muhteşem bir Mendelssohn..
Az ilerimde baktım, benden daha heyecanlı biri var. Evin İlyasoğlu..
Bana bu gençleri daha önce, Boğaziçi Albert Long Hall'de izleten, gençlerin peşine en çok düşenlerden Evin Hocam..
Bir teşekkür de ona yolladım!..