TRT'nin tek kanal olduğu günlerde ben de televizyon yazardım, gazete ve dergilerde.. En çok eleştirdiğim şey de "Haberler"di.. TRT'yi "Protokol Haberciliği" ile itham ederdim hep..
Şimdi, kaç kanal var bilmem.. Sadece haber kanalları bile tonla..
Ama tek kanal TRT'den farkımız yok.. 10 Kasım sabahı erkenden kalktım, her zamanki gibi..
Bakalım neler oluyordu, saatlerde 9'u 5 Geçe'ye yaklaşırken..
Haber kanallarının hepsi ayni yayını yapıyordu. Bir kamera Anıt Kabir'de.. Bir kamera Dolmabahçe'de..
Bunca kanalın bunca yöneticisi içinde bir ama bir teki çıkmamıştı, farklı bir şey yapmayı düşünen. Cesaret eden..
Herkesin yaptığını yapmak sağlam yoldur. Kimse seni eleştirmez.. Ama yönettiğin kurumu da bir adım öteye götürmezsin..
Çünkü tarih boyu başarı "Fark yaratanlar"ın olmuştur.
Şimdi, tüm Anıt Kabir, tüm Dolmabahçe görüntülerinde insanların merak ettiği ne vardı?. Devlet protokolünü, ne olacağını bile bile, herkesle birlikte yayınlamak sana ne kazandırır?.
Devlet Televizyonu TRT, o işi gayet iyi yapıyor.. Resmi töreni merak eden, TRT kanalını açar ve izler..
Sen "Özel" haber kanalı isen, özel şeyler yapmalı, fark yaratmalısın..
O saygı duruşu sırasında, kanalının kameraları yurdun dört bir yanından görüntüler ulaştırsa..
Boğaziçi Köprüsü'nde duruş nasıl başlamış?. Taksim Meydanı'nda, Okmeydanı'nda neler oluyor?. Ankara'da Kızılay'da.. Trabzon'da.. Ağrı'da, Van'da.. Tunceli'de.. Diyarbakır'da.. Suruç'ta, Kobani'nin 2 kilometre ötesinde ne oluyor, 10 Kasım saat 9.05'te?.
Bunları merak etmez mi millet?. Bunları daha çok izlemez, bunları konuşmaz mı, bütün gün?.
Öteki bütün haber kanallarına fark atmaz mısın?.
Dağıt en iyi muhabirlerini o kameraların yanına..
Sokaktaki vatandaş, sıradan vatandaşla konuşsunlar.. Kimse zorlamazken, ortada bir tören bile yokken, saat dokuzu beş geçe yürürken niye durduklarını, araçlarından niye indiklerini her yaştan, her cinsten, her türden insan bir anlatsın bakalım..
Bir gazetecilik yap bakalım!..
Bir kere "Gazetecilik" yap be dostum.. Bir kere gazetecilik yap!.
Ölür müsün?.