Geçen cuma, bizim evde toplanmış, 21.45'te başlayacak Milli Maçı bekliyoruz, büyük bir kalabalık.. Daha uzun zaman var.. Televizyonda kanal tarıyoruz, oyalanmak için.. Birden karşımıza Antalya Altın Portakal Film Festivali Açılışı çıktı.. Kırmızı Halı ile başlıyor.. Bundan güzel şey olur mu?.
Orda kaldık.. Kaldık ve bir "Canlı" yayının nasıl öldürüldüğüne şahit olduk..
NTV, bu ülkenin ilk haber kanalı.. İlk olmanın markasal sorumluluğu vardır bir defa..
Ama, belli.. Zerre özenmemişler.. Zerre hazırlanmamışlar..
Bir defa, bir film festivalinde Kırmızı Halı, ne demek?.
Yıldızlar Geçidi..
Yahu ilaç için bir tane yıldız yok geçenler arasında..
Sanırsınız Antalya'ya yıldız gelmemiş.. Ama geçit bitip salona geçtiğimizde öğreniyoruz ki, mesela Türk sinemasının gelmiş geçmiş en büyük iki yıldızı, Fatma Girik ve Filiz Akın orda..
Dahası.. Dünya çapında bir yıldız, bir büyük sanatçı Ellen Burstyn orda..
Yahu Oscar'ın, Cannes'ın Kırmızı Halı geçişleri tesadüfen mi oluyor sanırsınız?. Milyonların izlediği canlı yayın tesadüfe bırakılır mı?. Bunların hepsi, günler önceden, otellerinde konuşulup ayarlanır. Gelecekleri saat, dakika dahil belli olur..
Bizim Kırmızı Halı, "Yıldız Saklama" geçidi oldu.. O zaman da kim geçerse?.
1970'li yılların mankeni Merih Akalın geçti Allahtan.. Hemen yakaladılar, anlayın hali pür melallerini..
Bu yıl Altın Portakal'ın en önemli konusu, "Sansür.." Ama Kırmızı Halı'da, Organizasyon Komitesi Başkanından, Jüri Başkanına en önemli festival liderleriyle konuşan sunucu, tembihli olmalı.. "Sansür" sorusu yok!..
Peki hangi soru var?.
Soru yok..
Sunucu Güler Afşar, herkese önce festivalin reklamını yapıyor uzun uzun.. Bol yağ, bol bal.. En çok konuşan kendisi.. Konuşturan olması gerekirken..
Sonra soruyor..
"Ne düşünüyorsunuz?..
"Ne hissediyorsunuz?.."
Allah topunuzun layığını versin.. Bu ülkede işinin gerçek sahibi bir, tek bir TV yöneticisi çıksa ve "Ne düşünüyorsunuz?.. Ne hissediyorsunuz" sorusunu yasaklasa, spor dahil, bu ülkede söyleşi yapılmaz..
Yahu Allahın kulu.. Dersini biraz çalışsana.. Bir, tek bir "Somut" soru sorsana..
Sen Allahlık soru sorunca, her yanıt da ayni oluyor tabii..
Ne hissedecek sorduğun.. "Tükürürüm böyle festivale" diyecek hali yok ya..
Tabii bir iki yaldızlı laf edecek.. Hepsi de ayni lafı ediyor zaten..
Dersine zerre çalışma zahmetine katlanmamış bir sunucunun gevezelikleriyle, bir canlı yayını nasıl öldürdüğüne, bir Kırmızı Halı'yı nasıl mosmor ettiğine şahit olduk..