Yani yıllar yıllar sonra bir dizi izlemek için ekran başına oturmamın sebebi aslında hatır.. Sevgili Nehir (Erdoğan) oynuyor bir defa..
Televizyonculuğa benim yanımda başlamıştı..
Tele Pazar'da sunucu olarak, 2 binli yıllarda..
Geçen ay evlendirdik.. Nikah gecesi bir genç geldi yanıma.. "Hıncal Ağabey, çok değişik bir şey yaptık..
Lütfen izle.. Senin fikirlerin çok önemli bizim için" dedi.. "Peki" dedim.. Söz de verdik yani..
Bir defa, bizdeki nefreti dizi yayıncılığını, insanlık dışı reklamcılığı bildiğim için (Kulakların çınlasın, reklam komisyoncusu RTÜK) kaydettim ki, canımın istediği zaman, canımın istediği gibi seyredeyim..
Birinci bölümü izledim, sonunda..
"Vay be" dedim.. "Bunlar Amerikan dizisi çekmiş.."
İki bölüm daha bekledim, erken karar vermeyelim diye..
Şimdi rahatça yazabiliyorum..
Müthiş..
Bir defa yapım olarak müthiş.. Hele ilk bölümdeki o baş döndürücü kurgu..
Yıl 1983.. Tek kanallı yıllar..
Amerikan dizileri, hele bazıları sokak boşaltıyor.. .
Bir yerli dizi patladı birden.. "Kartallar Yüksek Uçar."
Senaryosunu Attila İlhan yazmış.. Gençlik çağımızın büyük ozanı..
Herkes, her gazete, her dergi diziden söz ediyor.. Ben de Cumhuriyet'te "Televizyon" sayfası yapıyorum, her pazartesi..
Attila Ağabeyi Bilgi Yayınları'ndaki odasında buldum.. "Ağbi, nedir bu başarının sırrı" dedim.. "Bak Hıncal" dedi.. "Amerikan dizilerinde bir '20 Saniye' kuralı vardır. 20 saniyede bir ya sahne değişir, ya sahnede bir şey.. Böyle olunca seyirci dikkatini ekrandan çekemez.. Bu dizinin senaryosu 20 saniye kuralı ile yazıldı.
Sır bu.."
Sene 83.. Ve sene 2014.. İlk defa ayni kuralla yazılmış bir senaryo ve kurgu izliyorum..
Senaristleri kutlarım..
Bahadır Özdener, Cüneyt Aysan, Emre Özdür ve Ozan Aksungur.
Tabii, o müthiş çekimleri yapan Alper Derli'yi de ihmal etmeyelim..
Bu arada.. Filmin müziklerindeki imza, marka zaten.. Kelime yoruma gerek yok.. "Fahir Atakoğlu" dersem, ne demek istediğimi anlarsınız..
Yönetmeni kutlarım, en sonda, ama en başta.. Onur Tan!..
Tan'ın hele bir oyuncu yönetimi var ki.. Çok ama çok kalabalık bir kadro..
50'den fazla.. Ama içlerinde yerli film figüranı gibi duran yok.. Hepsi iyi oynuyor.. Hepsi kendi açısından baş oyuncu gibi oynuyor..
Baş oyuncular ise, çok çok iyiler..
İbrahim Çelikkol, İsmail Demirci, Yurdaer Okur.. Selen Soyder, Nehir Erdoğan..
Ayni adama aşık iki kadın rolündeki Nehir ile Selen'in ikili oynadıkları bir sahne var ki, "Oyunculuk gücü" gösterisi, mesela..
Hele de Erdal Beşikçioğlu.. Ve de Kevork Malikyan.. Onlar nasıl sağlam tiplemelerdir?. Erdal, olağanüstünün de üstü..
Öyküyü zaten biliyorsunuzdur.
Günümüzde Türkiye'de olup bitenlere çok benziyor.
Herkes vatansever ama, herkes kendi yoluyla kurtaracağını düşünüyor vatanı.. İşin içine, adeta James Bond gibi "00" numarası, yani öldürme dahil her şeyi yapabilen gizli servis adamları girince.. Bu gizli servis adamları da kendi aralarında bölününce..
Bir entrika ki, "Kim kimin adamı, kimin gerçek amacı ne" soruları, tam bir arap saçı..
Bu dizi tutar.. Ama bu hızlı kurgu tarzını değiştirmemeleri kaydıyla.. Sağdan soldan gelen laflara bakmayıp, inandıkları yolda devam etsin gençler.. Bunu söyleme sebebim, ikinci ve üçüncü bölümlerde bir yavaşlama sezmem..
Oysa ikinci bölümde artan reytinglerin sebebi, ilk bölümü izleyenlerin yarattığı fısıltı gazetesiydi, bunu unutmamak gerek..
Eleştirilerim, usul üzerine..
Ben olsam "Reaksiyon" gibi söylemesi zor, Türkçe olmayan, itici bir sözcüğü isim olarak seçmezdim.. Diziler ve filmlerde isim o kadar önemli ki.. "Kartallar Yüksek Uçar" dillerden ve gazete başlıklarından düşmeyen bir slogan olmuştu mesela.. Hala kullanılır, başlık olarak..
İkincisi süre..
2.5 saate yakın sürüyor bir bölüm..
Son yarım saate kadar reklam da koymuyorlar.
İhtiyaç molası bile yok..
Nerde kaldı, mutfağa gidip bir çay koymak..
Bu süre "İnsancıl" hale getirilmeli.
Hem oyuncular, hem izleyenler için insancıl hale gelmeli!.. Nerdeyse 2 saat, haftada bir yeni bir film çekmek gibi bir şey.. Can da dayanmaz, hal de.. Oyuncuların temposu ister istemez düşer.. Yorgunluk ve bıkkınlık başlar..
Seyirci de yorulur?.
Ben kendi hesabıma, Reaksiyonu kaydetmeye ve "Canım istediği zaman, canımın istediği kadar sistemi ile reklamları atlayarak" izlemeye devam edeceğim.
Çünkü bu dizi beni fena halde sardı!..