Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Mühür var, mühür var!..

Diyarbakır çalkalanıyor.. Kürtçe öğretim yapan bir okul açılmış. Mühürlemişler.. Mührü kırıp yeniden açmışlar. Haydi soruşturma, bir daha mühür.. Bir daha kırmışlar.. Bu defa iyice kızışmış ortalık. Kavga, döğüş, göz altına almalar, tutuklamalar..
Medyada kıyamet.. Siyasal Partiler işin peşinde..
Tamam!.. Mühür kırmak suç bu ülke yasalarında..
Ama şimdi soruyorum..
Suada namlı, Boğaz'ın içindeki yer, kaçak büyütülerek yeni alanlar kazanılmış, (Anayasa ihlalidir) bu kaçak alanlara kaçak binalar inşa edilmiş ve Belediye o rezalete defalarca mühür vurduğu halde, Mehmet Koçaslan nam zat, her defasında mührü kırıp, para basma makinesini çalıştırmaya devam etmiştir.
Adayı Özhan Canaydın'dan 3 otuz paraya 10 yıllığına kiralamış, adını değiştirmiş, "Galatasaray Adası" adını unutturmuş, buna rağmen her ne hikmetse Ünal Aysal ve İnan Kıraç Efendilerin baskısı ile "Kira sözleşmesini uzatmayalım" diye bas bas bağıran Adnan Öztürk'ün yönetimden tasfiye edilerek, mühürlü adada kalmaya ve çalıştırmaya devam etmiştir.
Yasa ise yasa.. Mühürse mühür.. Mühür kırmaksa mühür kırmak..
Niye birinde, medya başta herkes işin bir ucundan tutup kıyameti koparıyor, birinde polisler basıp yüze yakın insanı derdest ediyor da, ötekinde Kadir Topbaş Başkandan, spor sayfalarına herkes dut yemiş bülbül gibi susuyor?.
Yeni Türkiye'nin İçişleri Bakanı, lütfeder de farkı açıklarlar mı?.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA