Bizim Sony Coşkun evin bitmez tükenmez TV işlerinden birini daha çözerken yıllar yıllar önce, "Hıncal Ağbi" demişti, "Benim bir kardeşim var, müthiş taklitler yapıyor, bir görsen!.."
O sıralar Ünal'la TRT'ye TelePazar yapıyoruz. Komedi unsuru eksik, 4 saate yaklaşan canlı programın.. "Aman" dedim..
Yavuz geldi.. İlk işi de benim taklidimi yapmak olmaz mı?. Yahu ben bile inandım. Öylesi harika.. Hemen ekibe aldık.. Hakan ile Utku (Bu köşeye yıllarca Duvar Yazısı yazdılar hani..) metinleri yazıyor, Yavuz müthiş taklitlerle milleti dağıtan stand up yapıyor.. Sonra vurdu gitti..
Geçen gece baktım, gene ekranda.. Bir kamu spotunda bir sürü ünlü ile yer almış.. Sütün faydalarını anlatıyorlar, birer, ikişer cümleyle..
Yavuz gene benim taklidimi yapmaz mı?.
"Bir iki bardak süt yaşlanmayı geciktirir" deyip, benim kahkahamı atarak, bana gönderme yapıyor üstelik.. Ama bilmediği bir şey var..
Ben sütten nefret ederim. Ağzıma koymam..
Dediği gibi yaşlanmam gecikiyorsa eğer, sebepleri var. Ve ben bu konuyu çoktandır yazmak istiyordum..
***
Jimmy Fallon şov klasik monoloğu ile başladı, geçen gece.. Dünyanın en büyük eczacılık firmalarından biri satılmış o gün.. Botoksu imal eden de o firmaymış..
"Botoks kullananlar haberi duyunca çok heyecanlandılar" dedi, Fallon ve vurucu cümleyi etti..
"..ve heyecanlarını ifadesiz suratları ile ifade ettiler.."
İşte "Yaşlanmayı geciktirme/ Antiaging'in en ama en kötü yolu bu..
Yüzdeki kırışıkları yok etmek için ölçüsüz botoks enjekte etmek. Botoks bir zehir.. Yüz sinirlerini öldürüyor. Çizgiler yok oluyor ama sinirler de yok olduğu için, yüz kasları donmuş kalıyorlar. Böylece yüz, İtalyan Tiyatrosundaki palyaço maskelerinden birini takmışa dönüyor. Pürüzsüz, ama ruhsuz ve ifadesiz..
En sevdiğim arkadaşlarımın yüzüne bakamıyorum. Bakamadığım için de onlardan kaçıyorum. Dünyanın en güzel yüzlerine ve ifadelerine sahip can dostlarımın palyaço maskeli suratlarını görmek beni kahrettiği için "Görmesem daha iyi" kararı aldım.
Botoks aslında çok iyi uzmanlar tarafından çok ölçülü kullanılırsa, iş bilinçli olursa mesele yok.. Ama kırışık uğruna anlamdan vaz geçen geri zekalılar, bir para düşkünü, Hipokratı unutmuşun eline düşerlerse, bu hepsi ayni tornadan çıkmış gibi duran, hepsi birbirine benzeyen maskeler oluşuyor.. Geri dönüşü de yok..
Nefret!..
***
Gerdirmek de, ölçü içinde kalınırsa yararlı. Ama ölçü kaçınca, iğrenç bir deri ve iğrenç bir surat çıkıyor ortaya.. Kırışık yok ama, insan yüzü de yok artık. Onlara bakarken de midem bulanıyor. Ama estetik doktoru adı altında o kadar kasap var ki, dünyada.. Bu korkunç suratları yapıp bir de servet kazanıyorlar..
***
Peki niye insan gibi yaşlanmayı bilmiyoruz?. Niye her yaşın ayrı bir güzelliği olduğunu fark etmiyoruz..
Bir Hollywood starlarına bakın, yaşlanmış.. Bir de bizimkilere.. Niye onlar insan yüzlerini korumuşlar, bizimkiler maskeli ruhsuzlara dönmüşler?.
Geçen akşam haber kanalları arasında dolaşırken, bir kanalda
Neşe Erberk'e rastladım.. 50 yaşındaki Neşe, Avrupa Güzeli olduğu 1984 günlerindeydi sanki.. Demek, yüzü dondurmadan, ya da aptalca, haince gerdirmeden de oluyor.. Nasıl başarmış Neşe bunu.. Ben olsam, Jane Fonda gibi öne atlar, kitaplar yazar, DVD'ler hazırlardım..
Peki ben ne yaptım?. Hem de başına bunca şey gelmiş ben, yaşam kalitemi yaşıtlarımın pek çoğunun önünde tutmayı nasıl başardım?.
Onu da yazacağım, ara ara.. Belki bir iki kişiye yardımı olur..