İlkokul ikideydim, Bandırma'da..
Masallara meraklıydım. Dünya Çocuk Masalları cilt cilt yayınlanır, babam bana alırdı. Grimm Kardeşler, Andersen'den Masallar, Anadolu Çocuk Masalları.. Aklınıza ne gelirse..
Babamın kitapları arasındaki Yunan Mitolojisi de benim için "Masal"dı.. Öyle bir merakla okurdum ki..
Bir tatil sabahı, babam elimde kitabı görünce, aldı, karıştırdı, bir sayfayı açtı..
"Bunu oku" dedi..
Lidya Kralı Krezüs'ün öyküsüydü.
Zenginliği ile ünlüydü.
Her şeyi vardı, her istediğini elde ediyordu.
Bir gün yakın arkadaşı, danışmanı, büyük devlet adamı, büyük düşünür Solon'la sohbet ederken "Söyle bakalım, dünyanın en mutlu adamı kim" dedi.. "Tabii ki siz Kralım" yanıtını beklerken, Solon "Tellus" dedi.. Kral "O da kim" diye sordu, öfkeli bir merakla..
Solon anlattı..
"Bir köylü, kralım.. Çok iyi çalışıyor.
Tarlasında ürettikleriyle ailesine çok iyi bakıyor. Harika bir eşi, çok iyi yetiştirdiği iki oğlu var.."
Krezüs fena halde kızdı ve Solon'u kovdu..
Sonrası trajik geldi. Krezüs'ün oğlu bir kazada öldü. Karısı intihar etti. Krezüs, Pers İmparatoru Sirus ile savaştı. Yenildi. İdamına karar verildi. Yakılarak öldürülecekti. Yığının üzerine bağlandı. En alttaki dallar ateşe verildiğinde Krezüs "Solon.. Solon.." diye haykırmaya başladı. Sirus ne olduğunu merak etmişti. Emir verdi. Ateşi söndürdüler. Krezüs'ü indirip imparatorun önüne getirdiler.. "Solon kim, niye onun adını bağırıyorsun durmadan" diye sordu, İranlı.. Lidya kralı anlattı, geçmişindeki hikayeyi.. Sirus çok etkilendi.
Krezüs'ü serbest bıraktı. Krallığını iade etti. Kral ve imparator yakın dost oldular..
Öyküyü, Herodot nakletmişti..
Mutluluk hakkında babamdan aldığım ilk öğüttü bu, sekiz yaşımda..
***
Bu satırları 3 yıl önce yazmıştım sizlere.. Safter Ağabey'in Los Angeles'tan yolladığı satırları okurken, gene aklıma geldi. Safter Ağabey, bizim çocukluğumuzun "Çocuk Yıldızı" Mickey Rooney'nin ölümü üzerine yazmıştı. 93 yaşında ölmüştü Rooney.. 1920'de doğmuş, 1926'da film çekmeye başlamış, 2014'e kadar kamera önünde kalmaya devam etmişti. Şu anda bu yıl çektiği iki film vizyon için son hazırlıklarını yapıyor, öylesi.. "Gençlik yıllarımızın büyük yıldızı Mickey Rooney'nin ölümü ile Hollywood'un altın yıllarının ünlü oyuncularının yaşlandıktan sonra son yıllarını büyük mali sıkıntı içinde geçirdikleri bir kere daha ortaya çıktı..1939, 40 ve 41 yıllarında Amerikan sinemasının bir numaralı gişe şampiyonu olan Mickey Los Angeles'teki mütevazı evinde öğle uykusuna yatıp bir daha uyanmadan ölünce yıllardır nasıl zor zoruna yaşadığı da meydana çıktı..
Mickey'nin gardrobunda sadece bir çift ayakkabı ile defalarca temizlenmiş bir takım elbise bulundu" diyordu, Safter Ağbi..Öldüğü gün, banka kredisi ile aldığı evinin aylık taksitlerini 6 aydır ödeyemediği ortaya çıktı.
1937-44 yılları arasında kazandığı para, bugünün parasıyla milyarlar demek olan, 75 milyon dolardı ve o yıllar, tarihe geçmiştir, Amerikan tarihinin Büyük Bunalım yıllarıydı, ekonomik. En pahalı sinema bileti 25 centti, topu topu..
1939'da Tyrone Power'ı, 1940'da Spencer Tracy, 1941'de Clark Gable'ı geçerek, "Gişe rekortmeni" oldu. Oscar Adaylıkları, Oscar Heykelleri ile dolu 90 yıla yaklaşan Hollywood hayatının ona getirdiği, para, şan ve şöhretin ölçüsü yoktu.. 1.57 boyundaki bir adam için düşünün bunları..
Ama "Hızlı yaşam"ı seviyordu Mickey..
İçkiye, kadınlara ve arabalara dayanamıyordu.
Kumara da.. "Hayat Çok Kısa" adıyla hayatını kitap yapmıştı 1991'de.. Orada "Haftada 17.500 dolar kazanıyor, barbut masasında iki mislini kaybediyordum" diye yazmıştı.
1942'de, o zaman 19 yaşında olan Ava Gardner ile evlendi. Bir yıl sonra boşandı.
Ondan sonra altı defa daha boşandı.. Her defasında milyonla nafaka ödeyerek..
Sekizinci evliliği sonuncusu oldu, 1978'de..
Safter Ağabey anlatıyordu.. "Son eşinden de iki yıldır ayrı yaşıyordu..
Zira bu eşin oğluna yıllar önce parasını yönetmek sorumluğunu vermiş, üvey oğlu da 60 kredi kartı çıkararak bütün parayı lüks otomobillere ve keyfine harcamıştı.. İki yıl önce mahkemeye giden Mickey'ye üvey oğlunun 6 milyon dolarını har vurup harman savurduğu bildirilmiş, ancak tek kuruşunu geri almasına imkan olmadığı da açıklanmıştı.. Zira 8'inci eşinin ve üvey oğlunun tahsil edilecek hiçbir şeyleri yoktu..
Öldüğü zaman geride, maddi değeri 18 bin dolar tutan kazandığı ödüller kalmıştı.. Bunların ikisi Oscar Heykelleriydi..
Bir zamanlar dünyanın en popüler sinema oyuncusu kabul edilen Mickey Rooney son yıllarında 500 dolar karşılığında davetlere gidiyor ve bu şekilde hayatını devam ettiriyordu..
İki yıldır ayrı yaşadığı 8'inci eşi Jane öldüğünü duyunca cenazesini almak istedi ve 'O hala benim kocam kendi mezarımın yanına onu gömmek istiyorum' dedi. Halbuki Mickey, yıldızların mezarlığı Forrest Hills'e gömülmek istediğini vasiyet etmişti..
Mickey'nin ölüsü bile rahat edemedi, yani.. Bir tarafta ayrı yaşadığı son eş, diğer tarafta kendi vasiyeti..
Mickey'nin nereye gömüleceğine mahkeme karar verecek.."
***
Krezüs bir Yunan efsanelerine geçen bir kraldı.. Yaşamından ders alındı mı?. Alınsa, binlerce yıl sonra Mickey Rooney'ler olur muydu?. Ben de ders almanız için değil, tatil günü vakit geçirin diye yazdım zaten!..