Ben bu satırlara başlarken, karşımda açık NTV ekranında gene Hollywood görüntüleri vardı. Altın Küre ile başlayan Hollywood Ödül geceleri devam ediyor.
Dünya eleştirmenlerinden sonra, Amerikan eleştirmenleri (Onların SİYAD'ı yani), daha sonra Sinema Sanayisi Elemanları Derneği ödül geceleri düzenlediler. Bu gördüğüm de Amerikan Sinema Oyuncuları Birliği ödülleriymiş..
Gene muhteşem görüntüler..
Gene rüya gibi, masal gibi bir gece yaşanmış..
Bu NTV, Türkiye Sinema Yazarları Derneği ödül gecesini ve kazananları alt yazı ile bile geçmedi biliyor musunuz?.
Mart başında Oscar'ı yayınlayacaklar, daha şimdiden ortalığı birbirine katarlarken..
Neden?.
Bu ülkenin en büyük, en önemli ve en anlamlı sinema ödüllerinin on paralık kıymeti harbiyesi yok. Haber değeri yok çünkü..
Halkın merak etmediği şey, haber olmaz çünkü.
SİYAD ödüllerini, ertesi sabah gazeteler yazmadı.
Fenerbahçe, haptirik, guptirikle antrenman maçı yapsın, baskıyı sabahlara kadar bekleten gazetelerimiz, gece 23.00'te biten bir ödülün haberini yapmadılar.
SİYAD ödülleri, ertesi gün gazetelere girebildi.
Bizim gazeteye bile girmedi.
Günaydın ekinin üçüncü sayfasında baştan savma bir haber, o kadar..
Bunun günahı, SİYAD yönetimlerindedir. Bunun günahı, kendi sanatlarına saygısı olmayan, entel dantel sinema sanatçılarımızdadır.
SİYAD gecelerine, halı sahaya maça gider kılığı ile gelen sinemacılara saygı duyarım. Mesela Cannes'a, mesela Oscar gecelerine de öyle gitseler.
Yolları henüz Oscar'a düşmedi, ama Cannes'a gidenlerin nasıl smokinler, tuvaletler içinde olduklarını gördük. Elin festivaline köle ol.. Kendininkinde, entel dantel..
Hadi ordan be!..

***
SİYAD bu yıl komplekslerden kurtulduğunu gösteren seçimler yapmış. En büyük gösterge, Kıvanç Tatlıtuğ'u En İyi Erkek Oyuncu seçmeleri.
Sinemaya mankenlikten gelen, popüler figür Kıvanç, geleneksel SİYAD'ın nefret ettiği tipti. Bu defa hem de kimleri geçip ödülü aldı.. Ki Kıvanç. gerçekten harika bir oyunculuk sergilemişti.
En İyi Kadın Oyuncu ödülünü, çok sevgili kuzenim, ailemizin uluslararası alanda en ünlü bireyi, Jale Arıkan kazandı. Filmi Zerre'yi bir türlü izleyemedim. Jale artık bana bir DVD'sini getirir de, birlikte seyrederiz.
En İyi Film de, Zerre oldu. İzlediklerim arasında benim favorim Kelebeğin Rüyası'ydı.
En İyi Yönetmen Reha Erdem kararını alkışladım. Jin gerçekten muhteşem çekilmiş bir filmdi.
Zeynep Abdullah'ın Kelebek'le en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülüne de katıldım.
Nadir Sarıbacak en iyi yardımcı erkek ödülünü bilemem.
Çünkü Yozgat Blues'u izlemedim. Benim kişisel adayım Mert Fırat aday bile değildi.
Kelebeğin Rüyasına giden "En İyi Müzik, En İyi Görüntü ve En İyi Sanat Yönetimi ödülleri de tam hak edenlere gitmiş. O film için yeniden kurulan (Ve Necati'yi batıran) 1941 Zonguldak kenti başta, müzik, görüntüler, hep harikaydı.
Mavi En Sıcak Renktir'e giden En İyi Yabancı Film ödülüne de aynen katılıyorum.
Yani..
Genelde ödüller bu yıl, peşin hükümsüz, kompleksiz dağıtılmış ve genelde hak edenlere gitmiş.. Bu çok olumlu bir gelişme, SİYAD adına..
Artık "Popüler"den korkmuyorlar, demek.. (Bu yazı aslında, salı günü bu köşede söz verdiğim gibi, dün yayınlanacaktı. Ama sayfamı Yazı İşleri değil, reklam müdürlüğü yaptığı için, kalan yerleri doldurma müdürü muamelesi gören bendenizin bazı yazıları giremedi, her zamanki gibi.. Sözümü tutamadığım için özür dilerim.
Kusura bakmayın ne olur.)