Seyahatte olunca gazeteler birikiyor. Çarşamba, perşembe eve kapandım, yığınları bitirmek için.. Hayır, ben ipad'den falan gazete okumaktan nefret ediyorum. Taşra baskıları da beni kesmiyor. Gazete tadım, İstanbul'da.. Ne kadar birikse de..
En sevdiğim yazarlardan Oray Eğin, New York'ta yaşıyor artık. Sözcü Pazar'da Brooklyn Günlüğü'ne başlamıştı. Artık oturdu. Hem orayı anlatıyor, hem buralara yetişiyor, eskiden olduğu gibi medya dedikoduları yazıyor. Yeri de maşallah benden büyük. Bu hafta tüm yazılarını keyifle okudum.
"Yeniden yargılanma" çözüm önerisi ile gündeme oturan Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nu evinde anlatan Nil Soysal röportajı çok güzeldi, gene Sözcü'de.. Metin Feyzioğlu, Mülkiye Dekanı iken yeni ders yılı açılış konuşmasında öğrencilere "El öpenlerden olmayın" diyerek tarihe geçen sevgili Hocam Turhan Feyzioğlu'nun torunu.. Röportajda okuduğum hayat, film olur.
Hürriyet Pazar'da Çınar Oskay gene harikalar yaratmış. Hasan Bülent Kahraman.. Yani rakip gazete Sabah'ın yazarı.. İki tam sayfa ayırmışlar, söyleşiye..
Söyleşi işte böyle olur.. Bir usta sorar, bir usta yanıt verirse, tadına doyulmaz.. Anlatamam.. "Edebiyat, 19, sinema 20'nci yüzyılın sanatıydı. İkisi de bitti. 21. Yüzyılın kralı Çağdaş Sanat diyen, Hasan Bülent'in söyleşisini internette bulun okuyun. Sadece lezzet değil. O kadar şey de öğreneceksiniz ki.. Ben de kendimi bir şey bilir sanırdım..
Ahmet Ümit haftalık polisiye öykülere başlamıştı, Hürriyet Pazar'da.. İlki aceleye gelmiş gibiydi. İkinciyi ayırdım, bu hafta sonu ikisini beraber okuyacağım.