Ali Eyüpoğlu, Milliyet'e şirin bir TV dergisi eki yapmaya başladı. Yönetiyor, ilk sayfasını da yazıyor.. Yıllar yıllar öncesi, kuzen Doğan Şener'le o zamanki Milliyet'e yaptığımız Tele Magazin'i hatırlattı bana.. Ne günlerdi..
Ali, bu hafta Dilara Gönder'e kızmış. Dilara NTV'nin keşiflerinden. Sporla başladı. Kendi başına yaptığı "Zor İşler" belgeseli ile yeteneklerini kanıtladı.
Şimdi sıra oyunculuğa gelmiş.
Yeni bir dizide baş rol.. Ali de, dergisi için randevu alıp, röportaj yapmaya bir muhabir göndermiş, Dilara'ya. Kız yeni. Dünyadan habersiz. Dersini de çalışmamış. Dilara'nın Zor İşler'inden bile haberi yok. Dilara "Benim hakkımda hiçbir şey bilmeyen birisi ile nasıl röportaj yaparım" diye masadan kalkmış. Ali de ona kızıyor.
Hayır Ali.. Dilara haklı..
Gazetecilik niye düşüyor sanıyorsun?.
Bir TV starı ile röportaj yapmaya onu hiç bilmeyen bir acemi gider mi?. Ne soracak, ne konuşacak, ne yazacak?.
Böyleleri bana da geldi bir kaç defa. O gün bugün, tanımadığım, inanmadığım hiç kimseye randevu vermiyorum.
"Benim resmim, yazım çıksın da ne olursa olsun" demediği için Dilara'yı kutlaman lazımdı, aslında dostum!..