Geçen gün, Bedii Ağabey ile yemek yedim.. Bedii Faik.. Tam 92 yaşında.. Masaya üç defa tık diye vurun ve "Maaşallah" deyin önce.. Çakı gibi.. Ve inanmazsınız, nasıl şık, nasıl yakışıklı..
Ve kafa?.. Nasıl pırıl pırıl.. Bitmesini hiç istemediğim yemek boyu hayran hayran seyrettim ve nasıl merakla, ilgiyle dinledim..
Yani inanın, bu ülkede televizyon yok.. Yahu, bir gazetecilik efsanesi ve Cumhuriyet'in tümünü yaşamış bir adam.. Görüşlerini, anılarıyla birleştirse, saatlerce dinlenir.. Ekrana çıkardıklarına bakıyorum da, haber TV'si geçinenlerin..
Bir örnek.. Söz Adalet'ten açıldı.. Ana yazımda okudunuz.. Ben Adalet Bakanı'ndan şikayet ettim..
O bir anısıyla girdi, "İyi Adalet Bakanı nasıl olur" konusuna..
Devir Demokrat Parti devri.. Bedii Ağabey baş muhalif Dünya gazetesinin küçük fıkra yazarı.. Artık öylesi kalmadı.. "Bir katre" diye yazıyor.. Sonra "Bir damla" diye Türkçeleştirdi. İki satırla vuruyor..
Gene öyle vurmuş bir sabah.. "Tarih Dersi!.." başlıklı yazı şöyle..
"Birinci Dünya Harbi..
Mondros!..
İkinci Dünya Harbi..
Menderes!.."
Bir kaç gün sonra Samet Ağaoğlu düşmüş Bedii Ağabey'in evine..
"Samet çocukluk arkadaşım. O zaman bakan.. Ama Adnan Bey tepesini attırınca gelir bana içini dökerdi" diyor.. Ağaoğlu gene dolmuş ki, anlatmış da anlatmış.. Sözü "Tarih Dersi" mini fıkrasına getirmiş.
"Senin yazın çıktı, öğleden sonra Bakanlar Kurulu toplantısı var. Adnan Bey öfkeden delirmiş.. 'Bu adama cezasını verin.. Bu adamı içeri atın" diye kıyametleri koparıyor.. Atıf girdi araya.."
"Atıf" dediği Atıf Benderlioğlu.. Adalet Bakanı.. Bedii Ağabey "Çok aklı başında bir Adalet Bakanıydı" dedi parantez arasında..
Benderlioğlu, Menderes'e demiş ki..
"Sayın Başbakan.. Ankara başsavcısı benim hukuk fakültesinden sınıf arkadaşım.. Akşam onunla iki dost gibi buluşuruz. Yemekte ben ağzını ararım, bakalım bu konuda bir şeyler yapılabilir mi?. İşaret alırsam, dava açarsınız.."
Ertesi gün toplantıya gelmiş Benderlioğlu. Menderes merakta.. "Ne oldu" diye sormuş..
Anlatmış, Menderes'in Adalet Bakanı..
"Efendim yemekte bir ara 'Bedii'nin Tarih Dersi fıkrasını okudun mu' diye sordum.. 'Okumaz olur muyum?. Gülmekten öldüm' dedi. Bu işten bir şey çıkmaz, beyfendi!.."