Başlıkt aki "Yuh" eğer bu lafları gerçekten etmişse Drogba'ya..
Birinci sınıf bir şovmen olduğu için başta Ultraaslan ve benim skor yazarı medyamı kolayca tavlayan Drogba, takımdaki Türk futbolcuları fırçalamış soyunma odasında.. "Terim varken gıkınız çıkmıyordu" diye.. "Terim kadar başına taş düşsün e mi" derdi, anneannem sana, yaşasaydı..
Terim'i göndermek için, Ünal Aysal ile nasıl bir iş birliği içinde olduğunu şiddetle tahmin ediyordum. Sneijder'le birlikte Aysal/Tulun reklamı olsun diye transferiniz tıkır tıkır giden takımı darmadağın etti. Yerli ve yabancılar birbirlerine düştü, hatta konuşmaz oldular.
Takım ruhu çöktü, takım çöktü, Terim kovuldu.
Şimdi susup otursana.. Nedir bu kin, nefret?.
Nedir bu bölücülük..
İçimden bir ses "Yok bu kadarı da olmaz" diyor ama, dediysen, sana "Yuh" gerçekten..
Bu konuda soruşturma açtırmaz, sonucu kamuoyuna açıklamazsa, Başkan (!) Ünal Aysal için de bir çift lafım olacak tabii.. (Bu yazı cumartesi sayfası için yazılmıştı.
Reklamdan kaldı. O gece Drobga Galatasaray'ın içine sahada da tükürdü.
Rıdvan Dilmen'e "Galatasaray Drogba'nın çiftliği olmuş" dedirtti. Ben de bugünkü sayfaya yeniden koydum. Çünkü Drogba güncelliğini yitirmez. Fatih Terim'i yemek için Drogba'ya teslim olan kafa, kulübün başında kaldıkça, her gün tekrar tekrar yayınlanır hatta..)