1998 Dünya Kupası finalleri için Paris'e gittiğimde, bu finaller için yapılan yeni stadı ve stadın semtini gezme ve görme fırsatı bulmuştum..
St. Denis, stadın halk arasındaki adıydı aslında.. Bizim Dolmabahçe gibi. Resmi adı ise "Stade de France"tı. Fransa'nın ulusal stadıydı burası.. O tarihe dek gördüğüm en mükemmel stattı. 2003'de Dünya Atletizm Şampiyonası da orda yapıldı zaten.. Bizim Olimpiyat Stadı'na "Stat" diyenler, bir Stade de France'ı görseler de bu ulusun nasıl kandırıldığını anlasalar.. Ne var ki, stat ne kadar mükemmel, ne kadar çağdaş, hatta çağın ötesindeyse, St.
Denis semti de, o kadar Paris olmaktan uzaktı.
1961'den beri defalarca bu kente gitmiştim.
Hemen her yeri dolaştığımı sanıyordum.
Dolaşmamışım meğer. Paris'in de İstanbul gibi gecekondu semtleri varmış meğer..
St. Denis semti kelimenin tam anlamıyla dökülüyordu. Stada doğru dürüst yol bile yoktu. Apar topar açılan yollardan, kırk dönüşle, Paris'in çevre yoluna, ya da otobana çıkabiliyordunuz. Kiraladığımız arabayı Korcan Karar kullanıyor ve bu karmaşık yolları her defasında karıştırıyordu, anlayın..
Peki bu mükemmel, bu "Geleceğin Stadı"nı, ülkenin adını taşıyan gururunu Fransızlar niye götürüp Paris'in bu en geri kalmış, çağ dışı semtine yapmışlardı, o halde?.
Bilbaolular Gugenheim Müzesini kentin, insanların nerdeyse gündüz bile yalnız dolaşmaktan korktukları en alt düzeydeki semtine neden yaptılarsa ondan..
Kentsel Dönüşüm için.. Kentsel dönüşüm, emirle, buldozerle, polis desteğinde yıkımlarla yapılacak şey değil..
Orayı öyle bir cazibe merkezi haline getirirsin ki, orada gidilen ve yaşanan bir yerleşim birimi oluşur. Arazi hızla değerlenir.
Yatırımcılar koşar olurlar.. Gece kondular gider, yerlerini mükemmel yaşam yapıları, eğlence, dinlence merkezleri, restoranlar, kafeler, parklarla dolu güzellikler alır..
Bilbao Müzesini ilk gezdiğimizde, etraf öyle leşti ki, Ünal'la beraber, cebimizdeki dövizleri birleştirip bir yer alabilirdik. Bugün orası Avrupa'nın en çok turist çeken merkezlerinin başında gelen muhteşem bir semt..
Bir büfe yeri almak için cebimize milyon koymamız gerek..
St. Denis'nin orada yapılmasının sebebi de o semti kalkındırmaktı işte..